Düşerse kahve fincanına karayağız delikanlı
Gözlerinde mesken tutmuş aradığın fal benim.

Gözkapakların açılırsa zifiri karanlıkta
Etrafına yayılan bir damla ışık benim.

Serinliği vurursa dalgalanan saçlarına
Kokuna hasret esen rüzgar benim.

Camını dövüyorsa dışarıda kalan damlalar
Her vuruşunda ölüp dirilen yağmur benim.

Bir çaresiz serçe sığınmışsa saçağına
Ondan bakan bir çift göz benim.

Şimşekler çakıp haykırıyorsa gökyüzü
Sana sevdamı Tanrı?ya feryadımı duyuran ses benim.

Düşüyorsa siyaha inat yukarıdan ak,pak
Sıcacık teninde eriyen kar benim.

Kulağını tırmalıyorsa hoş seda,nağmeler
Var ile yokluğu anlatan aşk türküsü benim.

Deliyorsa semayı rengarenk,bir uçtan bir uca
Sadece sana parlayan gökkuşağı benim.

Bir damla yaş akıtıyorsa yıldız gözlerinden
Dinleyip duyduğun sevda masalı benim.

Gölgeni büyütüp küçültüyorsa güneş
Her adımda ardında kalan süret benim.

Görmediğin duymadığın bir his varsa yanında
Beni terkedip sende yaşayan ruhumdur benim.

Hücrelerin zerre zerre tadıyorsa mutluluğu
Uyanmak istemediğin rüya benim.

Parmaklık misali kirpiklerine hapsolmuşsa bir beden
Cezası müebbet kesilmiş aşk mahkumu benim.

Renk ve kan tebessümle iniyorsa çehrene
İksiri zerkeden tılsımlı buse benim.

Çürüyen bedenim hayat olacaksa bir gül fidanına
Tomurcuk olarak açacaksa ellerinde öp kokla sev diye ölüm benim.

Oy Ver :