Ne hayaller kurmuştum, o imzayı atarken,
Sana cennetini yaşatacaktım, bu dünyanın,
Sense, olayın ta başında silahını çektin,
Kayıtsız şartsız, teslim almak için bedenimi,
Bilmiyorsan, evliliğin biz olmak paydasını,
Tek düze bir kalıp çıkaracaksın, tornadan,
Kafana göre, monoton iki robot yaptıracaksın,
Gülmesi aynı, ağlaması, hüznü, tasası aynı,
Hatta, çogu zaman düşüncesi bile aynı,
Bu düşüncelerle, benden villa yaptın kendine,
Ayaklarımdan su asmanı,dizlerimden giriş kat,
Gövdemden ve omuzlarımdan son kat, başımdan çatı.
Duygularımdan, bambu koltuk yaptın balkonuna,
Üstünde, rahatça zıplamak istercesine hislerimin,
Hatalarımı, suç olarak tablo yaptın duvarına,
Hırpalamak icin, beni her göz göze geldiginde,
Bir asma gibi budadın, en hoşlandığım hobilerimi,
Sana ters gelen, her şeyimi çiğnedin hoyratça,
Gözyaşlarımdan, su olugu yapın taraçana,
Yıkamak icin balkonunun tozlarını,
Kırlasmış saçlarımdan, tente yaptın koruma demirine,
Tüm dünyaya, göstermek istercesine kudretini,
Kendi villanı, düzenlemiştin gönlünce,
Ama senin villan, benim hapishanemdi,
Etrafında, çin seddi gibi bir duvar,
İçinde, yaşamaya mahkum bir hıyar.
Senden sonra, ne kaldı eski bir dostum,
Ne de, dertleşeceğim bir kapım,
Senin yaptığın, biblo şeklinde bir insan,
Halbuki, evlilikte sadece duygularım senin olmalıydı,
İpotek koyamayacağın, geri kalan tüm vücut benim,
Ten benim, can benim, el, kol hepsi benim,
Ne kaldı, şimdi elinde senin,
Keşke, görebilseydin bendeki güzellikleri,
Kusurlarımı degil, görebilseydin özelliklerimi,
Evliliğin, bir tahakküm degil,
Değiştirmeden kabul etmek, oldugunu sevgiliyi,
Paylaşmak gerektiğini, tüm güzel ve kötü günlerin,
İki kişilik bir koro kurdun kendine,
Ama, bu koronun akortu bozuk, ruhu yok,
Sonunda, beni kendine benzettin,
Aynaya bakınca, kendini gördün karşında,
Ne seni mutlu etti bu görüntü, ne beni,
Halbuki, kabul etseydin beni ben gibi,
Sevginin cennetinde, yaşatabilirdim seni,
Hayat, senin için de olurdu gül gibi,
Ne beni kazandın, ne de buldun kendini,
Lütfen, geriye dönüp bana, gönül güzü ile bak,
Karşında göreceksin, kurutulmuş bir ağaç,
Birgün, kuru ağacın dallarından biri, bir yerine batacak,
Ve gözlerinden, iki damla gözyaşı akacak
İnan, bu gözyaşın, benim kurtuluşum olacak.
Oy Ver :
Site Map |
Arsiv |
GoogleBot |
Google |
xml |
dizi |
Webmaster |
Aşk |
xml |
Rss |
- Resimler -
Oyun -
Hadisler -
Dizi -
Geyik -
- Ataturk -
Kaybolan Yıllar -
Sohbet -
Yemek Zamanı -
Komik -
-
Google -
Smf -
vBulletin -
Cep Tel. -
Duyurular -
Secme -
konular-
Son Mesajlar-
Son Konular-
aşk arşivi-
seo arşivi-
Site Arşiv-
Site Haritası-
Video-
Sitemaps txt-
metacafe-
domain sorgula-
Kültür -
Msn Anlık İleti-