kimileri bundan kurtulamayacağını söylerdi
o yalnızca ellerini tutan kukla iplerine sahipti
boşlukta bile yürüyebiliyordu
ayakları üstünde durmak...
öyle ulaşılmazdı ki
belki burkuktu yüreği, hüzünlüydü, üzgündü
neydi istediği
gitmek mi, kaybolmak mı, yok olmak mı?
bir çerçeve içine alınmıştı hayatı
nefes bile aldırmamacasına
gözyaşlarıyla çevrili
gökyüzüne kenetlenmişti gözleri
bulutlar onu çağırıyordu
omuzlarında ince bir tüldü ay ışığı
yıldızlar kayıyordu gözlerine
durdurabilir miydi onları
tutabilir miydi, engelleyebilir miydi
bir dilek tutmaya yeter miydi gücü
VE
sabah oldu yine
güneş doğdu kızıllara boyayarak bulutları
günlerden neydi, hangi aydı, yılı.....bilinmez
sabah olduğunda gitmişti
tanık oldu gidişine ağaçlar
yapraklarını sallayabildiler yalnızca
deniz ağlamıştı sessiz terk edişine
sesi çıkmayan bir sokaktı yürüdüğü
zamana inat tozlanmamış bir aynaydı tek gördüğü
karşısında eskiden göremediği yansıması
o kadar da kötü değildi aslında
güzel bakıyordu gözleri
gülümsemesi hiç de fena değildi
artık gülümseyebiliyordu çünkü
simsiyah saçları parlıyordu
ay
güneş
özgürlük
hangisi yansımıştı ki saçlarına
çıplak ayaklarıyla
ve rüzgarı kıskandıran elbisesiyle
süzüldü sokaklarda saatlerce
kanatları vardı artık
ellerini bağlayan kukla ipleri yerine
Oy Ver :
Site Map |
Arsiv |
GoogleBot |
Google |
xml |
dizi |
Webmaster |
Aşk |
xml |
Rss |
- Resimler -
Oyun -
Hadisler -
Dizi -
Geyik -
- Ataturk -
Kaybolan Yıllar -
Sohbet -
Yemek Zamanı -
Komik -
-
Google -
Smf -
vBulletin -
Cep Tel. -
Duyurular -
Secme -
konular-
Son Mesajlar-
Son Konular-
aşk arşivi-
seo arşivi-
Site Arşiv-
Site Haritası-
Video-
Sitemaps txt-
metacafe-
domain sorgula-
Kültür -
Msn Anlık İleti-