zamansız bir ayrılıkla vurdu beni siyah kaderim
son güvercini uçurdum kalbimdeki paslanmış kafesten
hançerlenmiş masallardan kaf dağına kaçırdım hayallerimi
yıldızların altında saklambaç oynadığım
dolambaçlı yollar sardı yüreğimi...
sarmaşık gibi aşkın
kanatıyor dikenleri ellerimi...
rüyalar ülkesi prensesiydin
bir rüzgar gibi geldin
ve bir rüzgar gibi geçtin rüyalarımdan
yüreğime mühürlemişim ben bu sevdayı
çıkartamaz artık ölümden başkası
ölüm mü?
belki ayırır beni zamandan
belki gözlerden kaybolurum
ama sonsuzlukta ararım bende seni
bulurumda belki...
kim bilir?..
saçlarından iki tel bulmuştum bir gün omzumda
hala her gece saçlarına bakıyorum uyumadan önce
ve o saçlara acı çekmeden bakabildiğim günleri hatırlıyorum
rüyamıydı rüyalar ülkesi prensesi
yoksa bir hayal mi?
beni benden çaldığında kapımı çalmamıştı aşkın
giderken aralık bırakmışsın kapıyı
burası soğuk ve sessiz
burası sessiz ve nefessiz
son kez çalıyor sensizken şarkım
ve ben son kez üşüyorum aşkım...
ANIL ALİBIYIKOĞLU
Oy Ver :
Site Map |
Arsiv |
GoogleBot |
Google |
xml |
dizi |
Webmaster |
Aşk |
xml |
Rss |
- Resimler -
Oyun -
Hadisler -
Dizi -
Geyik -
- Ataturk -
Kaybolan Yıllar -
Sohbet -
Yemek Zamanı -
Komik -
-
Google -
Smf -
vBulletin -
Cep Tel. -
Duyurular -
Secme -
konular-
Son Mesajlar-
Son Konular-
aşk arşivi-
seo arşivi-
Site Arşiv-
Site Haritası-
Video-
Sitemaps txt-
metacafe-
domain sorgula-
Kültür -
Msn Anlık İleti-