gökyüzü griye çalıyordu
ve hüzün kokuyordu sokaklar
demli bir istanbul sabahındaydı günüm
istanbul ağlamaya duruyordu
ıslak kaldırımlarda yürüme çabasıyla ıslanırdı tenimiz
ellerimiz cep genişliği kadar özgür
gökyüzü griye çalıyordu
usul usul gözyaşı kokuyordu
istanbul
ve ağaçlar hüzün döküyordu yaprakla toprak arası
demli bir istanbul sabahıydı günüm
istanbul hüzün kokuyordu
yarı ayık bir sabahtı
üşümeye durmuş titrek bir istanbuldu hayat
oysa istanbul demli bir çay kokusuydu
ve yağmur içiyordu hayat
gökyüzü griye çalıyordu
vakit dardı
ve çamur deryasına bulaşmama amacıyla uzanırdı adımlarımız
istanbulda bir sonbahar havasıydı
demli bir istanbul sabahıydı günüm
istanbul hıncını döküyordu usul usul
ıslak kaldırımlarda yürüme çabasıydı adımlarımız
ve bu çabayla ıslanırdı tenimiz
cep genişliğimiz kadar özgür ellerimiz
ve adı kalabalık kendi yalnız şehirdi istanbul
gökyüzü griye çalıyordu
istanbul ağlıyor, ağlıyordum
nemli bir istanbul sabahıydı günüm.
Oy Ver :
Site Map |
Arsiv |
GoogleBot |
Google |
xml |
dizi |
Webmaster |
Aşk |
xml |
Rss |
- Resimler -
Oyun -
Hadisler -
Dizi -
Geyik -
- Ataturk -
Kaybolan Yıllar -
Sohbet -
Yemek Zamanı -
Komik -
-
Google -
Smf -
vBulletin -
Cep Tel. -
Duyurular -
Secme -
konular-
Son Mesajlar-
Son Konular-
aşk arşivi-
seo arşivi-
Site Arşiv-
Site Haritası-
Video-
Sitemaps txt-
metacafe-
domain sorgula-
Kültür -
Msn Anlık İleti-