gönül, öyle bir hicranda ki,
ne sen bilirsin, ne de o?
bu öyle bir sevda ki, yaşamayan ne bilsin?
yaşamışsan, ne kadar zor, sevdiğin seni silsin,
öyle bir manzara, öyle bir hülya,
yaratan seni defterden siler ya...
işte yoktur o zaman, senden daha talihsiz,
talihsiz ne demek, bitmiştir o zaman ebediyet,
o ebediyet ki, artık sana ebedi eziyet,
o zaman titre ve kendine gel,
yoktur, o kapıdan başka bir kapı,
yoktur, ona ulaşmada hiçbir engel,
mabetlerdir, mabet gibi evler, yücelmede en büyük yapı.
en küçük bir dargınlıkta istersin öldürmek,
onun büyüklüğü ondandır affetmek,
herhalde seni yaratana, istemezsin adını sildirmek,
senin görevin, merhamet kapısında, yalvarmak ve dua etmek.
ancak sen böyle kurtulursun, bu zelil hayattan,
ne olur, durma kalk, yalvar,
bu hayat ki, sonunda ebede büyük göç var,
istemez misin, gideceğin yerin güzel olmasını,
sevdiklerinle olmak ve onlarla kalmak var,
nasıl yaşarsan öyle ölürsün, unutma orda mutluluk var...
02.04.1999
Tacettin Aksu / Siverek
Oy Ver :
Site Map |
Arsiv |
GoogleBot |
Google |
xml |
dizi |
Webmaster |
Aşk |
xml |
Rss |
- Resimler -
Oyun -
Hadisler -
Dizi -
Geyik -
- Ataturk -
Kaybolan Yıllar -
Sohbet -
Yemek Zamanı -
Komik -
-
Google -
Smf -
vBulletin -
Cep Tel. -
Duyurular -
Secme -
konular-
Son Mesajlar-
Son Konular-
aşk arşivi-
seo arşivi-
Site Arşiv-
Site Haritası-
Video-
Sitemaps txt-
metacafe-
domain sorgula-
Kültür -
Msn Anlık İleti-