?
Ellerini önünde kavuşturmadı
korkarak pişmanlığa sığınmadı
yaz kzım dedi hakim
Türk Ceza yasasının
tak tiki tak
tak tiki tak
beş yüz otuz altıncı maddesi gereği?
oysa penceredeki kuştaydı sanığın gözleri
hakimin yasal küfrüne aldırmadı
haykıracak ne çok şey vardı da yüreğinde,
ağır gelirdi siyasal ve anti yasal sözleri
seslenmek istedi penceredeki kuşa
sormak sevdiğini de / soramadı.

Beş ayda bu ikinci belki son duruşmadır
tak tiki tak
tak tiki tak
iki ayrı alacaklıdan icra kapıdadır
bir ay(mı) bugün ayrılalı yardan
hasta anası öldü (mü) ölecek (mi) yatakta
tak tiki tak
tak tiki tak
soruldu dedi hakim, sanık ayağa kalk
mübaşir koluna girince hatırladı
beş aydır bir dize için yargılandığını
oysa kim nereden bilebilirdi
her sorguda sayısız dizeler kurguladığını?

Yaz kızım dedi hakim bakarak sanığa
öğlen yemeğine geç kalmış bir memur havasıyla
ve saldırı emri veren bir komutan edasıyla
karar diyen sesi çınladı sanki salonda
tak tiki tak
tak tiki tak

Bir şiir tutuştu körpe yerinde beyninin
sonunu bir türlü yasallaştıramadı
gözleri gözlerindeydi balık istifi mahkemenin
devlet malı, korkulu, demirbaş gözleri
kuşu pencerede göremeyince üzüldü
sende gitmemeliydin dedi
beni bırakıp yüz üstü
bir şey mi söyledin dedi sorgu hakimi
soldurmak istercesine anayasal sesiyle
sanığın yorgun gözlerindeki asi çiçeği

Üç jandarma girdi salona
bakışlarından belliydi ödetecekleri
sevgisizliğin acısını çıkarırcasına
hayata sırt dönmüş ölü balıklar gibi gözleri
kararı duymadı, hiç kimseye sormadı
kuş bahçedeki erik ağacındaydı
kelepçe(mi)ydi takılan kollarına
yağmur(muy)du düşen yollarına
susmuş(muy)du katibenin aşksız parmakları
kuş bir mazeret miydi yaşama
yasak bir sevgili miydi yoksa.

1999

Oy Ver :