zamansız bir gözyaşı akıyor yüregime,
sıkılmış bi yumruk var bogazımda yutkunamıyorum
ve bi beyaz kagıda seni yazmak istiyorum.
ama yazamıyorum seni anlatacak kelime bulamıyorum
çemberin dışında buluyorum kendimi bi anda
tek başıma, çaresiz, korkak, üzüntülü olarak
nereye gidecegimi ne yapacagımı bilmiyorum.
üzerimde bi sevda kokusu var,
gün geçtikçe artıyor
ve ben seni gökyüzünde yıldızların arasında görüyorum.
en güzel, en masum bi şekilde
fakat; gece bitmek üzere, güneş nerdeyse dogacak
bir hüzün kaplayacak etrafı sesizce
ben sen olacagım, güneş susacak
göğüslerine koyamadan başımı gideceğim bu şehirden.
bir sen kalacaksın bu şehirde birde yorgun sevdam
anlayacaksın ozaman seni ne kadar çok sevdigimi
baharımın, yazımın, kışımın sen olduğunu
artık sabah yelleri ılgıt ılgıt esmeyecek sana
ve o anda ağlayacaksın gözyaşlarını silen olmayacak!
güle güle yorgun sevdam gidiyorum buralardan,
denizin maviliğini sana bırakıyorum.
turuncu sabahları mehtaplı akşamları,
geçmek bilmeyen sensiz zamanları,
uykusuz geceleri, korkulu rüyaları...
giderken yanımda iki şeyi götürüyorum:
birincisi, sana olan sevdam
digeri, ölümün soguk yüzü.
hoşçakal sevmekten yorulduğum sevdam....
Oy Ver :
Site Map |
Arsiv |
GoogleBot |
Google |
xml |
dizi |
Webmaster |
Aşk |
xml |
Rss |
- Resimler -
Oyun -
Hadisler -
Dizi -
Geyik -
- Ataturk -
Kaybolan Yıllar -
Sohbet -
Yemek Zamanı -
Komik -
-
Google -
Smf -
vBulletin -
Cep Tel. -
Duyurular -
Secme -
konular-
Son Mesajlar-
Son Konular-
aşk arşivi-
seo arşivi-
Site Arşiv-
Site Haritası-
Video-
Sitemaps txt-
metacafe-
domain sorgula-
Kültür -
Msn Anlık İleti-