yeni büyüyen
bir ıhlamur ağacıydım
yanı başımda
duvar üstü sürünen bir asmaydı
yeşil meyvesini vermiş vişne
ve arabaların toz yutturan tekerlekleriydi ayrılık
dört ordugah kurulmuştu diyarıma
onlarca asker yığılmıştı
kafese kapanmıştı gül sarmaşık
kaldırımımdı bir manzara
parke taşlarda oynaşan köpekler
her gün ayrı bir kıbleye dönen
sek sek çizgileri
bir de kapı komşum ayrılık
eski büyüyen
azizliğinde ısındığım
bir suyun tadıydım
sulu burunlar severdi en çok
bazen dal dal kırılırdım
hemen gövdemin yanı başına düşerdi tomurcuk
hızla geçerdi yanımdan
gözüne takıldığım çift gözler
hemen biterdi vuslat
hasret havalarından yağardı yağmur
geçerdi üst başımdan ayrılık
bir ıhlamur ağacıydım
sulu burunlar severdi en çok
bir de toz yutturan tekerlekler
asma tanırdım, bir de vişne
dal dal kırılırdım
gonca gonca düşer
yakalanırdım toprağın özüne
dal dal yeşerirdim
en çok sulu burunlar severdi beni
ben bir ıhlamur ağacıydım.
Ahmet Serdar Oğuz.
Oy Ver :
Site Map |
Arsiv |
GoogleBot |
Google |
xml |
dizi |
Webmaster |
Aşk |
xml |
Rss |
- Resimler -
Oyun -
Hadisler -
Dizi -
Geyik -
- Ataturk -
Kaybolan Yıllar -
Sohbet -
Yemek Zamanı -
Komik -
-
Google -
Smf -
vBulletin -
Cep Tel. -
Duyurular -
Secme -
konular-
Son Mesajlar-
Son Konular-
aşk arşivi-
seo arşivi-
Site Arşiv-
Site Haritası-
Video-
Sitemaps txt-
metacafe-
domain sorgula-
Kültür -
Msn Anlık İleti-