köşe başlarında kurulmuş yasal pusularda
bırakarak
küflenmiş ihanetleri
gökyüzüne karıştı çığlıklarım
unutmadığım
unutamadığım
leşe dönüşen bedenimdi
satanlar ve satılanlar vardı
daha çok satılanların feryadı kaldı
ve
cadı
kazanında
kahindi
yargılar
kirletmedik tekbir deniz
tek bir bulut bırakmadan
surelerim ve suretlerim var
hepsini ben yazmadım ama sana getirdim
bağışlanması imkansız günahlarımla
her biri sevda kokusu
tutunabileceğin gökyüzü
sararmış naftalin kokusuyla
anamın çeyiz sandığındaydı
sana getirdim
gülümseyince
göz yaşlarıma düşüyorsun
upuzun bir yalnızlık olup sana geliyorum
maviye bulaşırken elleri babamın
taşlayarak öldürmüştü beni kabilem
biliyormusun
ama sen deniz olup
ellerimden tutuyorsun
ve
kırlangıçlar konuyor avuçlarıma
daha çok acıtıyor akşam üstleri
beklemesini bilmiyor ellerim
birde başa bela kekeme ve korkak yüreğim
oysa yakabilirdim bütün bir yalnızlığımı
ve de çığlıklarımı
sana geldim
onarılmaya değil
unutulmaya geldim
Oy Ver :
Site Map |
Arsiv |
GoogleBot |
Google |
xml |
dizi |
Webmaster |
Aşk |
xml |
Rss |
- Resimler -
Oyun -
Hadisler -
Dizi -
Geyik -
- Ataturk -
Kaybolan Yıllar -
Sohbet -
Yemek Zamanı -
Komik -
-
Google -
Smf -
vBulletin -
Cep Tel. -
Duyurular -
Secme -
konular-
Son Mesajlar-
Son Konular-
aşk arşivi-
seo arşivi-
Site Arşiv-
Site Haritası-
Video-
Sitemaps txt-
metacafe-
domain sorgula-
Kültür -
Msn Anlık İleti-