Antik zaman sevdalarına tutunarak,
Geçtim, uçurumlarla kesilen yamaçlarından,
Kız senin dağlarının, korkunç yarlarından.
Antik zaman sevdalarına tutunarak,
Geçtim uçurumlarla kesilen yamaçlarından,
Kız senin korkunç yarlarından,
Karlarından, zirvelerinden.
Bin coşkuyla akıp,
Bin vurguyla kayalar eriten, sular,
Ve ırmak çıkardım, yüreğimin yatağında akan,
Ve yıkayıp geçmişi, yeni baharlar doğaçlayan.
Gün oldu ekmekler çarptı,
Gün oldu el attık gürbüzlüğe,
Çağlayan günler kattık günlüğümüze.
Koca bir utanç oldu ayrılık,
Anmaz olduk, kısa zamanda birbirimizi,
Çok sular aktı, o köprünün altından.
Altından elem yüklü katarlarımızla,
Bir deve çobanı gibi sıyrılıp,
Ekşimiş suratlar ve yılgın omuzlarla,
Yürüttük kervanımızı yabanlığa.
Şimdi en acı gelen, yüreğe,
Bir zamanlar tutkuyla birbirine yaklaşanlar,
Sanki hiç tanış olmamışlar gibi,
Vefasızlık mı unutkanlıktan?
Oy Ver :
Site Map |
Arsiv |
GoogleBot |
Google |
xml |
dizi |
Webmaster |
Aşk |
xml |
Rss |
- Resimler -
Oyun -
Hadisler -
Dizi -
Geyik -
- Ataturk -
Kaybolan Yıllar -
Sohbet -
Yemek Zamanı -
Komik -
-
Google -
Smf -
vBulletin -
Cep Tel. -
Duyurular -
Secme -
konular-
Son Mesajlar-
Son Konular-
aşk arşivi-
seo arşivi-
Site Arşiv-
Site Haritası-
Video-
Sitemaps txt-
metacafe-
domain sorgula-
Kültür -
Msn Anlık İleti-