Bir gün işinizde harıl harıl çalışırken,
Ya da evinizde televizyonu seyrederken,
Koltuğunuza yayılıp ailecek keyfederken,
Veya gece sıcak yatağınıza girmiş uyurken,

Birden bir telefon sesiyle uyanırsanız,
Uzaklardan bir hıçkırık duyup sarsılırsanız,
Sakın "Anne sahi mi?" diye ona sormayınız,
"Olacak olan oldu" deyip hıçkırığı anlayınız.

Allahın emri imiş bu; siz de çaresiz uyacaksınız,
Boynunuzu büküp herkes gibi kadere razı olacaksınız.
Tek istediğim sakın ola birliğinizi bozmayasınız.
Arada sırada da deliliklerimle beni hatırlıyasınız.

Her şey gibi hayatın da iyi kötü bir sonu vardır.
Vakit gelince de, boynunuz kıldan bile ince kalır.
Ama unutmayın her derdin muhakkak çaresi vardır,
O da birbirinize sımsıkı sarılıp da yaşamanızdır.

Çaresi yok, "Dün dündü, bugün bugündür," deyiniz,
Çoluk çocuğunuza sarılıp yaşamınıza devam ediniz.
Onlara sizinkilerden iyi bir gelecek temin ediniz.
Sizin hatalarınızı yapmamayı da onlara öğretiniz.

Hele hele Stephimle Aliciamı hiç üzmemelisiniz,
Onlara sizi hep örnek almalarını söylemelisiniz,
Larayı da bir "Prenses" gibi yetiştirmelisiniz,
Oğlanlara ise,"Adam" olmalarını öğretmelisiniz.

Siz siz olun, benim dediğimden hiç vazgeçmeyin,
Sakın ola başkalarına benzeyip birbirinize düşmeyin,
Bir "Çobanlı" olduğunuzu dilinizden hiç düşürmeyin,
Çocuklarınızı sizden de iyi yetiştirmeyi deneyin.

İnanınız, toprak altında bile aklımda olacaksınız,
Beni mutlu etmek istiyorsanız dediğimi yapacaksınız.
Geçmişinize sımsıkı sarılıp hep öyle yaşayacaksınız,
Çocuklarınıza bağlanıp daima onlarla olacaksınız.

Hazırlayınız onları da sonsuz hayat kavgasına,
Kırk yıl sonraki kaçınılmaz ölüm tasasına,
"Dün" ler hep böyle gidecektir "Yarın"lara,
Vay haline hiç şansı olmadan yaşayanlara.

Oy Ver :