halkımın fırtınası ciğerlerinde esiyor
bir öksürse yeri göğü inletir
sen duyamazsın güzel gözlüm
parmağı tetikte donmuş ölü görmemişsin ki...
hangi yatağa girsem gün batımı kızıllğı
hangi denize düşsem
kırılmış
umudumun gonca dalları
sert şıvgaları....
yaban ellerde unutulmuş bir vızıltıyı söyledi bu lebler
orman kuytuluklarında boğazlanmış bir ezgiyi
denizden fışkırırcasına hayatları
dökülen gözyaşlarının ağıtlarını söyledi...
lanetlenmiş bir kavimi yazıyordu kurumamış baskılar
karınları deşilmişleri
dağ kadar yığılmış ölüleri yazıyordu
´´başardık´´ diyecekti
yarına kadar kuruyacak baskılarında
´´BAŞARDIK...´´
hangi yatağa girsem gün batımı kızıllğı
hangi denize düşsem
kırılmış
umudumun gonca dalları
sert şıvgaları....
berfinler düşerken
metropollerin yumuşak caddelerine
yamaları söküldü Anadolu toprakları yiğitlerinin
bu toprağın ilk kokusu değildi
son kokusu
bu ilk yeniklik değildi
ilk iç geçirmeydi derinden
bu gidilecek gurbetin ilk soğuk rüzgarı değildi elbet
ama bu son bakıştı topraklarına
lanetlenmiş bir kavimi yazıyordu kurumamış baskılar
karınları deşilmişleri
dağ kadar yığılmış ölüleri yazıyordu
´´başardık´´ diyecekti
yarına kadar kuruyacak baskılarında
´´BAŞARDIK...´´
Oy Ver :
Site Map |
Arsiv |
GoogleBot |
Google |
xml |
dizi |
Webmaster |
Aşk |
xml |
Rss |
- Resimler -
Oyun -
Hadisler -
Dizi -
Geyik -
- Ataturk -
Kaybolan Yıllar -
Sohbet -
Yemek Zamanı -
Komik -
-
Google -
Smf -
vBulletin -
Cep Tel. -
Duyurular -
Secme -
konular-
Son Mesajlar-
Son Konular-
aşk arşivi-
seo arşivi-
Site Arşiv-
Site Haritası-
Video-
Sitemaps txt-
metacafe-
domain sorgula-
Kültür -
Msn Anlık İleti-