I.
Masal bu ya, evvel zaman içinde
Payitahtda bir güzelce kız varmış
İnce, zayıf, çıtkırıldım bedende
Alemin sığdığı yürek atarmış
Biçimli yüzünde kara gözleri
Alev alev, ışıl ışıl yanarmış
Bakışı etrafa yöneldiği an
Nice yürekleri çarpar, yakarmış
Her mevzuda az-çok bir şeyler bilir
Umulmadık meseleden anlarmış
Zerafette, incelikte, hünerde
Melekesi bir "prenses" kadarmış
Bahtı da gözleri kadar karanlık
Ve yılmadan mutluluğu ararmış
II.
Masal bu ya, evvel zaman içinde
Payitahtda bir de genç adam varmış
İşe gelir-gider sabah ve akşam
Kendi halinde bir hayat yaşarmış
Dünya ha var, ha yok onun gözünde
Bahar seli gibi çağlar, akarmış
"Efenin teki"ymiş şartsız, kayıtsız
Nerde akşam oldu; orda yatarmış
Güzelliğe meftun, güzele tutkun
Güzellere döner döner, bakarmış
Hiç bir başarıya varmamış amma
"Şair"miş, kendince şiir yazarmış
Şiiri de bahtı kadar karanlık
Ve yılmadan mutluluğu ararmış
III.
Masal bu ya, evvel zaman içinde
Günlerden bir günde, olmadık bir an
"Prenses"le "Şair" karşılaşmışlar
İkisini birden sarmış heyecan
"Aradığım budur" hayallemesi
Sanki biri canmış, biri de canan
Yüksek frekanslı iletişimler
Mesajlar savrulmuş, mesajlar yaman
Bir kırmızı gülmüş bağlantıları
Musiki ve şiir yumağı saran
"Hüzünle sarardı ümid goncası"
Andelip misali "Şair"de figan
"Sen miydin o" şaşkınlığı içinde
"İyiki senmişsin" dönsün bu devran
Ve tutmuşlar mutluluğun ucundan
"Şair" gönül hayran, "Prenses" handan
IV.
Masal bu ya, evvel zaman içinde
Sıyırmış yükünü, atmış "Prenses"
Yıldızları gören gönül evinin
Üstüne kör çatı çatmış "Prenses"
Kapıyı kapatıp zor ve güzele
Fayda ve konforla yatmış "Prenses"
Bir bebek edinmiş oyuncakçıdan
Geri kalan ne var satmış "Prenses"
Bebek büyüdükce artmış geliri
Servetine servet katmış "Prenses"
Bebek bahaneymiş, atlama taşı
Zulüm ve ihanet tatmış "Prenses"
Utanç ve gururdan bir çizgi çekmiş
Aşılmaz, geçilmez hatmış "Prenses"
Ve eskiyi uzak tutar bu çizgi
Sadece seyredip, şadmış "Prenses"
V.
Masal bu ya, evvel zaman içinde
Aşk denilen ecir esas hayatmış
Aşkın deryasında yüzmek zor iştir
"Prenses" üç fersah gitmeden batmış
Bu zamanda, sade sevda yeter mi?
Variyetsiz olmak bir kabahatmiş
Asude bir aşkın kahrı çekilmez
Maksadı, meramı tüm şatafatmış
Rahat şevk verir ki; meşk olsun aşkta
Tez ferah edinmiş, lüksü donatmış
Ya sevdası yalan, ya olan-biten
Hep kırmış, hep dökmüş, vurup kanatmış
En zayıf yerinden vurmuş "Şair"i
Günah silahıyla sarıp, kuşatmış
Amma ne hikmetdir bir yol dener ki
Meram; zühd-ü süluk.. yeni icatmış!
Ve "Şair"e ondan geriye kalan
Sahte gözyaşları, naylon feryatmış
Hani bittiydi ya bu tuhaf masal
"Şair" tabutundan kalem uzatmış
VI.
Masal bu ya, evvel zaman içinde
Mutlu devirlerin hep sonu vardır
Masalın sonunu yazmış "Prenses"
Kimbilir şu anda kimlere yardır
"Şair" sevgisinin kadrini bilmez
Yaptıkları kendisini inkardır
Üç-beş dünyalığa tamah eyleyip
Bir gönlü katletmek ancak zarardır
Bazı zararları görmek güçse de
Albenisi, cazibesi ısrardır
On kişide olan umar halbuki
"Şair"de olanın biri kadardır
"Prenses", "Şair"i ihmal ettikce
"Şair"in şiiri sırf intizardır
Çıkmaz bir sevdaya mesken edilmiş
Kitlemiş aşkını, kalbi mezardır
Ve ne olsa yapar bu deli "Şair"
Gayrı dünya onun gözüne dardır
...
Dedik ya masal bu üstünde durma
Her masalda iyi-kötü SON vardır
Oy Ver :
Site Map |
Arsiv |
GoogleBot |
Google |
xml |
dizi |
Webmaster |
Aşk |
xml |
Rss |
- Resimler -
Oyun -
Hadisler -
Dizi -
Geyik -
- Ataturk -
Kaybolan Yıllar -
Sohbet -
Yemek Zamanı -
Komik -
-
Google -
Smf -
vBulletin -
Cep Tel. -
Duyurular -
Secme -
konular-
Son Mesajlar-
Son Konular-
aşk arşivi-
seo arşivi-
Site Arşiv-
Site Haritası-
Video-
Sitemaps txt-
metacafe-
domain sorgula-
Kültür -
Msn Anlık İleti-