Bir masaldı gülüşün.
Gamze gamze çiçekler açardı yanağın.
İsyan gibi kardelenler açardı
saçlarında...
Rüzgar mı? Hayır!
Beni savuran saçlarındı.
karanlıklara,
masallara...
Dolu dizgin koşuşum neydi?
tenha sokaklarda
ardımsıra korkular
ve bir an ötede
olmayan hayalin.
Bir masaldı gülüm!
Dünlerde kaldı yaşanmışlığın.
Bir çerçevesi bile yok,
gülen yüzünün.
Yüreğimin duvarlarında asılı kalmış;
birkaç kırık bakış,
ve o saçlar salınmakta
gözlerimin boşluğuna.
Hayır! Yaşandı bütün bu hayırsız akşamlar.
Yağmurlar şahittir,
görülmüşlüklerimize kaldırımlarda...
Akşam yağmurları,
ve delice geçen otobüsler.
Yok değildi geceleri rüyamda unuttuğum gülüşün.
Dokunuşların kaldı tenimde,
Hala ürperiyor acemi tüylerim...
Duygularımın ağırlığına eğilmiş sırtımdasın daha.
Bir masaldı gülüm...
Ve nasıldı?
Hangi kuytusunda ömrümün..?
Hangi yönünde kaldı?
Bir aksi sedası var uğultusunda,
viran hayallerimin.
Kırık dökük bir tebessüm,
Birkaç asık yüzlü kağıt,
Gözlerimde derinlere kaçtı.
Bir masaldı.
Olmazlar vardı çünkü.
Yaşanmazlar vardı.
Bir de yaşanılmayacaklar...
İnsanlara özgü değildi; Ağırdı.
Fazla güzeldi belki!
Bu yüzden gerçeklerden kaçtı.
Masal oldu. Güzeldi çünkü.
Masallar bitmeliydi.
Ve yaşanmamış olmalıydı.
Yaşandı; Ve şimdi yaşanmamış olmalı.
Anka kuşu vardı. Kaf dağı vardı.
Biz olmamalıydık.
Duygular vardı. Güzeldiler, ağırdılar.
Onlar olmalıydı.
Çünkü bir masaldı...
Zamanlar sonra annem anlatmıştı
sanki seni.
yaşanmışlığımızı...
Bir çocuk akşamında;
Uykulu bir zaman,
Hayal meyal... Bir imge...
Yaşanılmışlığı kanıtlanmayan bir doğru.
Bir masal... Bir başka şey!
Ben ise kandırılıyorum.
Her çırpıntısında yüreğimin...
Kanımın akışına aldanıyorum.
Duvarlarında asılı kalmış anılarına
yüreğimin...
Ve birkaç yüzü asık kağıda...
Ve kağıtlar yanabilir,
uçabilir de...
Anılara kanıttır çerçeveler.
Ve bir çerçevesi yok ki;
Yüreğimin duvarlarında asılı kalmış resimlerin.
Hayır değildi..!
Yaşanmışlığım değildi onlar.
O uykusuzluklar, kaçışlar, ürpertiler...
Ve çiçeklerin bana dönük yüzleri...
Zamansızlıktı bütün bunlar.
Bir kaydı olmadı hiçbir zaman ömrüme.
Bir masaldı,
Rüyamda annemin anlattığı.
Başım yorganıma dayalı, mahmur gözlerle
Teslimiyetimi ilan ederken geceye
ve ellerine annemin...
Sen değildin o!
Rüyamdı. Masala uyumuştum çünkü.
Yani yaşanmaması lazım gelen yaşanmışlıklara.
Yani ağırlığında yok olunacak güzelliklere.
Anka kuşunun diyarına. Kaf dağına göç?tü o...
Masaldı...
Ve karanfiller bir daha böyle açmayacaktı.
Bu denli bir beste olmayacaktı yağmurlar.
Artık otobüsler delice gelmiyor duraklara.
Ve kaldırımlar sırdaş değil.
Bir masaldı çünkü gülüşün;
Gamze gamze açan çiçekler yanağında.
Ve isyan gibi kardelenler açan saçların.
Beni savuran rüzgar değildi. Saçlarındı
karanlıklara...
Masaldı çünkü;
Bir daha bu denli kaçmadım,
tenha sokaklarda...
ve ardımsıra korkular yok.
Bir masaldı yokluğun gibi şimdi varlığın.
Dünlerde kaldı yaşanmışlığın.
Bir çerçevesi de yok çünkü
gülen yüzünün.
Yüreğimin duvarına asılı;
kırık bakışların
daha bir kırılgan.
Ve saçların salınmakta,
Gözlerimin mahzenine
Yaşanmış olsa da o hayırsız akşamlar;
Yağmurların şahitliği sökmezmiş bu gündüzlerde
Hala eğilmiş sırtımda olsa da ağırlığın,
Ürperiyorsa hala acemi tüylerim,
acemiliklerindendir masallara...
Bir masaldı çünkü gülüm varlığın.
ve şimdi yokluğun
yokluğum bir masal...
Böyle olmalıydı...
24.04.2003
Ankara
Oy Ver :
Site Map |
Arsiv |
GoogleBot |
Google |
xml |
dizi |
Webmaster |
Aşk |
xml |
Rss |
- Resimler -
Oyun -
Hadisler -
Dizi -
Geyik -
- Ataturk -
Kaybolan Yıllar -
Sohbet -
Yemek Zamanı -
Komik -
-
Google -
Smf -
vBulletin -
Cep Tel. -
Duyurular -
Secme -
konular-
Son Mesajlar-
Son Konular-
aşk arşivi-
seo arşivi-
Site Arşiv-
Site Haritası-
Video-
Sitemaps txt-
metacafe-
domain sorgula-
Kültür -
Msn Anlık İleti-