Unutur mu zannettin ki, sen beni,
O, tarifi imkânsız gülüşünü,
Ayakkabılarımı silip her sabah,
Tekrar yerli yerine koyuşunu?
Söyletmeden elbisemi yıkardın,
Ne zaman teşekkür edecek olsam,
Sus! Der gibi gülümseyip, beni ayıplardın.
Bir akşam baktım, yarın ayrılık var,
Değil İstanbul, artık dünya bile bana dar.
Tüm ümitlerim solmuş, olmuştu bir gazel,
Eyvah güzelim, eyvah, nazlı yar.
Şu zaman da ne çabuk geçti, oldu sabah,
Valizi alıp yola düştüğümde,
İçimden bir ses dedi:?Dön de bir geri bak?
Baktım ki sen, elin havada,
Ağlayarak dedim ?Artık elveda,
Allaha ısmarladık, hakkın helal et,
Uçan kuştan, esen yelden bana selam et?.
Baktım ki sen de hıçkırıyordun,
?Güle güle? diyerek,
Elin yine havada, gözlerin nemli,
Kalmıştın orada, kâh ağlayıp, kâh gülerek.
Dayılı, 08 Mayıs 1975.
Oy Ver :
Site Map |
Arsiv |
GoogleBot |
Google |
xml |
dizi |
Webmaster |
Aşk |
xml |
Rss |
- Resimler -
Oyun -
Hadisler -
Dizi -
Geyik -
- Ataturk -
Kaybolan Yıllar -
Sohbet -
Yemek Zamanı -
Komik -
-
Google -
Smf -
vBulletin -
Cep Tel. -
Duyurular -
Secme -
konular-
Son Mesajlar-
Son Konular-
aşk arşivi-
seo arşivi-
Site Arşiv-
Site Haritası-
Video-
Sitemaps txt-
metacafe-
domain sorgula-
Kültür -
Msn Anlık İleti-