Güneş mumdan farksızdı saçlarının yanında,
Okyanustan derindi gözlerinin mavisi...
Dudağındaki allık yoktu ceylan kanında,
Bir güzellik perisi, hüzün kraliçesi...
Onu mahsun görünce utanırdı melekler,
Çocukluğumda hala bir dua onu bekler,
Kocaman sevdaları saklar çocuk yürekler...
Gönlümün ilk hecesi, hüzün kraliçesi...
Köşede iki katlı küçük bir evi vardı.
Kızıl günbatımında balkonuna çıkardı.
Tüm sokağı bir anda gül kokusu sarardı,
Büyülerdi herkesi, hüzün kraliçesi...
Ufuklarda gezerdi buğulu bakışları,
Rüzgarlar silemezdi gözündeki yaşları,
Söylediği şarkılar eritirdi kışları,
Bir ayrılık nağmesi, hüzün kraliçesi...
Aynada kendi aksi, ellerinde resimler...
Tararken saçlarını değişirdi mevsimler.
Dudağına konardı anı olmuş isimler,
Bir gönül hikayesi, hüzün kraliçesi...
Bir kuğuydu, yalnızlık kırmıştı kanadını,
Seveni çoktu ama, bilen yoktu adını.
Bir masal perisiydi, rüyaların kadını...
Aşkların en yücesi, hüzün kraliçesi...
Islak camlar ardından gökyüzüne bakardı,
Yalnızlığın hüznüyle inlerdi güzel sesi.
Sonbahar yağmurları gözlerinden akardı,
Buruk bir aşk bestesi, hüzün kraliçesi...
Oy Ver :
Site Map |
Arsiv |
GoogleBot |
Google |
xml |
dizi |
Webmaster |
Aşk |
xml |
Rss |
- Resimler -
Oyun -
Hadisler -
Dizi -
Geyik -
- Ataturk -
Kaybolan Yıllar -
Sohbet -
Yemek Zamanı -
Komik -
-
Google -
Smf -
vBulletin -
Cep Tel. -
Duyurular -
Secme -
konular-
Son Mesajlar-
Son Konular-
aşk arşivi-
seo arşivi-
Site Arşiv-
Site Haritası-
Video-
Sitemaps txt-
metacafe-
domain sorgula-
Kültür -
Msn Anlık İleti-