solgun hayatın karelerinde
salası okunan mevtaların iniltisi maşrıkta ve garpta..
kabir azabına dönüşen firkatin
en uçuk bir rengin kırıntısı,
solmuş yüreklere sen; ahmak ıslatan..
şimdi saatler yokluğunu gösteriyor,
en kuvvetli yanım;
gönül odamın bir köşesinde her daim varlığın,
mevsimlerin hüznünü taşıyor takvimler,
yokluğunun adını hala koyamadı alem,
herkeste garip bir burukluk sensizlikten gelen
müteessir bir vicdanla kahrolan canlar var,
neylesin ki kelimeler
pişmanlığın ve hayıflanmaların tesiri yok,
gün görmez gözler ne yapsın ki bu bahta karşı?
kayısı kentin viraneliği bir fotoğraf bilmecesi,
sensizlikten nükseden sayrılık
kıyısı olmayan bir şehrin susuzluğu sensizlik,
payitaht değişmişse bu memlekette
adını bilmeyen hakuranlar,
söyle alfabemdeki boynu bükük mim neylesin ki?
bugün Yusuf oldum dibi görünmez bir kuyuda,
kırkmerdiven çıktım,
kırkikindi saydım, ama yine de
firkatin sönmedi yas tutmuş bu yüreğimde..
?ey seyyidinden kaçmış köle?:
geleceksen eğer şimdi gel,
çünkü sensizlik kokan bu zalım şehri, terk etmeyi ahdetmişim,
ama Bencilüs dağındaki sırra,
ve gidip gelmemeyi yakıştıramıyorum, onca hatıralara.
Zafer ŞIK
6 Haziran 2003
Oy Ver :
Site Map |
Arsiv |
GoogleBot |
Google |
xml |
dizi |
Webmaster |
Aşk |
xml |
Rss |
- Resimler -
Oyun -
Hadisler -
Dizi -
Geyik -
- Ataturk -
Kaybolan Yıllar -
Sohbet -
Yemek Zamanı -
Komik -
-
Google -
Smf -
vBulletin -
Cep Tel. -
Duyurular -
Secme -
konular-
Son Mesajlar-
Son Konular-
aşk arşivi-
seo arşivi-
Site Arşiv-
Site Haritası-
Video-
Sitemaps txt-
metacafe-
domain sorgula-
Kültür -
Msn Anlık İleti-