SEN...
yeni bahar çiçeklerinin açtığı bir gündü yaşamsal değerler ki bir o kadarda gerçekti nasıl oluyorda bir güneşin ve bir çiçeğin hatta bir böceğin yeni uykusundan uyanışında insanlar bilmeden böyle sevinçle karşılarlar bir kış bitti diyemi sarlır insan umuda bir bahar yaşamı böylemi ılık yapardı kimine göre farklı yaşamın bir mevsimi yaşamı değiştirecek kadar inandırırdı.ya siz hiç düşündünüzmü neden baharda sevinçle karşılarız günü güneşi çokmu severiz kıştan sonra yada yaz arasında sevdiğimiz güneşi böylemi unuturuz kaçacak yer arar hatta elimizden gelse yerin derinliğine sığınırız atarız kendimizi derin sulara mutlumuyuz
yoksa kendimizi kandırmaya halen devammı ediyoruz beni sormayın ne güneşi özledim şimdiye kadar ısınmak için nede ısındığımda karı özledim çocuklar gibi kartopu oyanarken
üşümeyii ne baharı anlayacak kadar doğayı seviyoruz nede kışı özleyecek kadar üşümeyi
.
ve gün geldi ağlamayı özledi gözler o kadar inandırmıştıki kendini bazen ipin ucunu kaçırdığımızda herkes inanıyorum ki kendine söz vermiştir bir daha ağlamayacağım aslaaa bir baktınız oda ne çok ağlayıp kendinizi yıpratma limitiniz dolmuş durun orda söz zamanı geldide geçiyor gülmeye hasret kaldınız yeter artık biarzda siz gülün el ağlasın misali burdada ipin ucu kaçmayı bırak ip kopuyor bu kezde ağlamaya yer arıyoruz ikisini bir arada mümkün değil yapamayız insanız nede olsa aynı dengede ağlayıp gülmeyi beceremeyenler bunalım grubuna giriyor biliyosunuz .
seviyorsanız aldatmayı iyi bilirsiniz ne ona sevmeyi alıştırdınız ne de kendinizi ona bakışmalar bazen fırtına gibidir ne olduğunu anlamadan ayrı mevsimlerin rüzgarında kaybolmuşken ya biri sizi bulur ya kaybolur yada kendinize gelir nerdeyim ben diye
bağırmaya başlar en yakın dostunuzun telefonunu bulur imadadınıza yetişlen aynı derdi
çeken biri olmalı ama aynı dert yoksa paylaşım sıfır demektir.ne sevmeyi öğrendik ve sevilmeyi hep suç senin demesini asla unutmadık suç onun bizler melek gibi safız kimse bizim gibi asla iyi olamaz mümkünü varmı ya düşündüğünüz şeye bakın
sarılamdık el bırakmadan yaşamak neyi ne zaman niçin yaşadığımızı bilemeliyiz. gün gelecek en sevdiğimiz şeyler anlamsız yapılan şeyler imkansız gelecek o gün yaşlılık belirtisi oluyorr.bazıları yaşadım doya doya derken ianandıracak buna kendini sevinecek üzülecek ne kaldı ki unutacak kendimi kendimizi
umudu yaşam yaşamı sevgi bilmemin en kısa yolu bir an düşünmek herkesi aynı dengede hüsünde gülmeyi gülerken ağladığı zamanı unutmadan kendi severken sevilen tarafı severken sevdiği kimseyi bilerek yaşayarak görerek
iki zamanlı sevgileri öğrenmek gerekir
baharda yeni açan kır çiçeği benim aşkımsa kışın uykuda bir böceğim olduğunu unutmamalı.........
ağlarken her damlanın güldüğümde bana kar kaldığını bilmeli.....
severken istediğin için sevmeyi terkedilince iki değer yittiğini...
sen olamad o o olmadan sen olamayacağını........
bir gün gelirde üzülürsen sevindiğin günün anısına gebe kaldığını.......
uçutmalar uçururken gökyüzünde bulutun karardığı gündeki hüznüü..
okyanuslar kadar uzaktayken hasret kaldığını gördüğünde ikinci gün sıkılmamayı
dertlerini her kağıda yazdığında derdin bir kağıt parçası olamayacağını...
maddelerin maneviyata ne kadar uzak zıt kelimeler olduğunu......
bir gün ayaşarken öbür gün ölmeyi isteyen senin bir sorunun olduğunu....
ve son olarak değer vermenin ve değer almamın tek yolunun yüreğin olduğunu unutma
seni seviyorum demekten ve denilmesinden asla korkma
HAYAT NE VERMİŞSE HER ZAMAN İKİ SEVGİ ÜZERİNE KURAR
ETRAFINA BAKARSAN İKİ YÜREĞİN VAR OLDUĞUNU GÖRECEKSİN
BİRİ SEN BİRİDE DE BEN...
Oy Ver :
Site Map |
Arsiv |
GoogleBot |
Google |
xml |
dizi |
Webmaster |
Aşk |
xml |
Rss |
- Resimler -
Oyun -
Hadisler -
Dizi -
Geyik -
- Ataturk -
Kaybolan Yıllar -
Sohbet -
Yemek Zamanı -
Komik -
-
Google -
Smf -
vBulletin -
Cep Tel. -
Duyurular -
Secme -
konular-
Son Mesajlar-
Son Konular-
aşk arşivi-
seo arşivi-
Site Arşiv-
Site Haritası-
Video-
Sitemaps txt-
metacafe-
domain sorgula-
Kültür -
Msn Anlık İleti-