Yıllarca sonu gelmez,
Yollarda yürüdük.
İki kapılı han diyenimizde oldu,
Küçük bir istasyonda.
Sonsuz denizleri bitirmesini de,
Gemiyi karaya oturtuvermesini de bildik.
Elimizde var olanları sevmedik.
Kaybolduğunda tükeniverdiğinde,
Yada öldüğünde sevdik.
Bir fidan dikip,
Yetiştirmesini bilmediğimiz gibi,
Yetişmiş olanları da kestik.
Umutlarımızı besleyemediğimiz gibi,
Ellerimizle boğuverdik,
Sığ ve durgun sularda.
Ama yinede kendimizi,
Haklı çıkarıverdik.
Bekleyemezdik fidanın büyümesini,
Yiyemezdik yetişkinlerin meyvesini.
Gemiyi yüzdüremezdik derin sularda,
Yakıtı biter orada kalıverir,
Bizde boğuluverirdik.
Kürek çekemezdik deryalara,
Ya imanımızı kaybederdik,
Yada yoruluverirdik.
Sanki bilmiyorlardı,
Bu memleket için can feda edenler,
Bu memleket bizim diyenler,
Bu memleketi canından çok sevenler,
Bu memleketi kurup, düzene koyanlar,
Onlar bilmiyorlar mıydı?
Gemiyi karaya oturtuvermesini,
Bu memleketi bırakıp gitmesini.
Biliyorlardı ama,
Başka şeylerde biliyorlardı;
Bir ulusun vatansız olamayacağını,
Atalarının kemiklerinin sızlayacağını,
Hürriyetin cefasız kazanılamayacağını,
Bayrağın kansız renk almayacağını,
Gecenin Ay-Yıldızsız aydınlanmayacağını.
Ümraniye, 2000
Oy Ver :
Site Map |
Arsiv |
GoogleBot |
Google |
xml |
dizi |
Webmaster |
Aşk |
xml |
Rss |
- Resimler -
Oyun -
Hadisler -
Dizi -
Geyik -
- Ataturk -
Kaybolan Yıllar -
Sohbet -
Yemek Zamanı -
Komik -
-
Google -
Smf -
vBulletin -
Cep Tel. -
Duyurular -
Secme -
konular-
Son Mesajlar-
Son Konular-
aşk arşivi-
seo arşivi-
Site Arşiv-
Site Haritası-
Video-
Sitemaps txt-
metacafe-
domain sorgula-
Kültür -
Msn Anlık İleti-