hüzne
elini uzatıp tutamadığın yerlerdeyse hüzün,
neden arıyorsun ki!
bir gün karşına çıkıverecek nasılsa,
hiç beklemediğin ve istemediğin bir anda!
öylece sana selam verip dikilecek karşına
ne sual sorabileceksin neden geldiğine dair
ne de gitmesini isteyebileceksin.
onu en mahrem yerlerine saklayıp,
sokuvereceksin içine içine!
çıkarıp atmaya gücün yetmeyecek ve,
dert ortağı arayacaksın uykusuz gecelerinde.
sana kim arkadaşlık edecek bilmem
sigarandan ve çayından başka.
hüzün sarıverecek bütün evini,
senin içinden sıyrılıp sıyrılıp.
daha siyah, daha kirli gelecek evinin duvarları.
her zaman içtiğin kahve zift gibi,
ve kesmeyen sigaralar nikotinsiz.
kızgınlığın önce elinin deydiklerini kıracak,
sonra kalbinin içindekileri.
hakim olamayacağın dilinden çıkan kelimeler,
kesecek bıçak gibi üçbeş bağı.
bağlanacak liman arayacaksın denizin fırtınasında,
seni en çabuk kabul edecek olan liman,
denizin dibi olacak.
yüzyıllar için açacak sana kapılarını,
gömüldüğün çukurda kalman için.
sen çırpınacakmısın çıkmak için denizden,
yoksa bir balık olmaya mı hevesleneceksin?
en acısı bırakıp kendini denizde boğulmaya,
bütün yelkenler fora mı?
kararını verirken bukez,
elini uzatamıyacağın yerlerdeyse hüzün,
bırak orda kalsın.
25.07.2005
halt.
Oy Ver :
Site Map |
Arsiv |
GoogleBot |
Google |
xml |
dizi |
Webmaster |
Aşk |
xml |
Rss |
- Resimler -
Oyun -
Hadisler -
Dizi -
Geyik -
- Ataturk -
Kaybolan Yıllar -
Sohbet -
Yemek Zamanı -
Komik -
-
Google -
Smf -
vBulletin -
Cep Tel. -
Duyurular -
Secme -
konular-
Son Mesajlar-
Son Konular-
aşk arşivi-
seo arşivi-
Site Arşiv-
Site Haritası-
Video-
Sitemaps txt-
metacafe-
domain sorgula-
Kültür -
Msn Anlık İleti-