SINIR
İnce bir çizgi ayrılık
adım adım geride
ve arkamda küsmüş yıldızlar
hapsolunmuş dört duvara
hasretliğim hasret çektiğim
kibrit aleviyle aydınlanan odama
hayalin vüku olur bir dem
ve kuşatır dört yanımı
kara matem
açınca çaresizlik içinde kollarımı
kaybolur duvardaki titrek görüntün
oysa ne güzel dalgalanıyordu
saçların
buğulu bakıyordu hücreme gözlerin
neden büyüyor
sardıkça bedenimi ellerin
gitme dur
varsın gelsin
gardiyanın ayak sesi
bak sonuna kadar açık
gönlümün penceresi
sana yüreğimi
gözlerimi sundum
demir parmaklıklar arasından
neden kısalıyor gölgen
ağır ağır durmadan
dur öylece kal
kaybolma sabahsız gecemde
yine kasvet doldu hücreme
ince bir çizgi ayrılık
resmindeki gülüşünle
aydınlanır odam dünyam
ve yürek sızıları başlar inceden
takip eder birbirini peşi sıra
sığamaz kabına dingin bedenim
bir nefeste çekerim
sensizliğinde seni
serseri adımlarım usulca sokulur gölgene
kırılır gölgen gülüşünle
ve paylaşma vakti gelmiştir
paylaşılan paylaşımların
gölgesindeki iz düşümüne
oysa yaratırken seni anılar
bitiriyordu beni
olsa da gecenin matemi
siliverirdi hayalin
adı var tadı var rengi var
kendi yok platonik sevişmeleri
ince bir çizgi ayrılık
yaşanılmamış hasretliğin
geç kalınmış kavuşmaların
kesişme noktası
serseri yüreklerin kör yanılgısı
yüreğim hapsolunmuş
yüreğine
hapsolunmuş yüreğin
hücreme
hücrem hapsolmuş
yüreğime
böyle bir kısır döngü içinde
lime lime edilmiş
soylu sevdamız
arasında nice sevdalar yaşanmış
birbirinden uzak yaprakların
fi tarihli takvimine
koparılırken sevdalar
yapraklardan
arabesk tadında kavuşur
protesto ederdik
gülleri dalından koparan
sert elleri
ince bir çizgi ayrılık
şarkısı var
bestesi yok

mehmet emin dakmancı

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com