tanrılar uyurken

yine yangın günlerindeyiz
büyüsel kürelerinde morötesi masaların
kırılgan düşlerdir remile döktüğü kaknus?un kendi külünde
anlatabilir mi büyümen pamukşekeri düşlerin kopuşunu tel tel
görebilir mi bağdatlı dilberin gözyaşlarını bir kızılderili ilenişinin
dumanlı haberleşmesinde soluk yüzlü amerikalı
ama
görüyorum
iyonna?nın lirinde bir cezayir şarkısı söylüyor olifera
kıbele?nin dövenine verilmiş demeter?in saçlarıı başak yerine
yıldızları tutmuş yakarıları
öyle kurak ki göksel betikleri tüm yalvaçların
hiçbir dinliye öğretemiyor dindarlığı
ve tüm dinlere rağmen
insanlar öldürülüyor


bu kaçıncı devrilişi kum saatlerinin
kaçıncı yıkılışı asma bahçelerin bir bilebilsem
bir bilebilsem
kaç küreğe kaç forsa koşulduğunu iğrenç erekler uğruna
kurşun gemileri cıvadan denizlerde yürütmek için
bu kaçıncı umut trenidir mumdan raylar üstünde
ocağını kerkük türküleriyle harladığım


mermer masalarda yine felluce?den bir meyhane
yasak içkiler
yasak kadınlar
yasak seviler ve yasak yaşamalar
basralı güzel ilk kez tatmaktadır isa?nın kutsal şarabını
tanrılar uyurken
gözlerinin balkımasında inceden inceye hüzzam
bir gramofon gerek şimdi çocukluğumdan kalma
bir de taşplâkta münir nurettin?in endülüs?te raks?ı
zil / şal / gül
coni pop?u moda olunca dillerinde ezgilerin
kalmadı eski romantikliği ispanya?nın
oryantalın gülüşleri dumanlanır
memelerinden ağıtları akıyor tüm mezopotamya?nın


biliyorum dil suskunlaşır
duymak yetmez söylemeye
uygulamaksa çok uzağındadır düşünmelerin
anlaman gerek dünyalı tutsanya?nın güzel kızı mutlanya
yine yangın günlerindeyiz büyüsel kürelerinde morötesi masaların
ve sen anadolia
sesinin tüm güzelliğine karşın
söyleyemezsin türküsünü sevdanın


Zekeriya SAKA

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com