BİRGÜN GELİR
Bu şehir üstümüze geliyor yavaş yavaş.... Sanki bizden almadığı çok şeyler varmış gibi.
Neler yüklemedi ki sırtına ve neleri rüzgarla savurmadı ki....
An geldi ve bizi hatıraların ve temizlenmek için zamana ihtiyacı olan pisliğe bıraktı...
An geldi umudumuzu kara kutulara emanet ettirdi ve an geldi bizi pişman etti....
Ne vardı ki sanki rahat bıraksaydı bizi? Ama nedendir bilinmez çok canımızı yaktı bu şehir.
Aldatılmaları, boşa umut vermeleri, seviyorum deyip yok uğruna terkedilmeleri ve dahası
Gururla gözyaşının çatışmasını sundu bize.
Bu uçlu ama bucaksız şehir dersine iyi çalışıyordu ama biz ona karşı hep sınıfta kalıyorduk...
Aklımızda hep ninni nağmelerinin gözlerde bıraktığı o serin mahmurluk özlemi vardı ve
Her yeni macera ve her yeni ince sesli dalgalı saç aslında yalanın ortasına bırakıp ağlama nadasına yatırırdı bizi.
Hep şehrin bu oyununa kanardık ya da kanmak isterdik ama hep şehir bıyık altından gülerdi
Her ağladığımız macera sonunda...
Ve hep galip gelirdi duygularımızla yaptığı maçta....
Bir gün gelir de düşerse yalnızlık, şehir kendini unutturur sonra yine başka masalına başlardı.
Bir gün gelir de adam gibi yaşarsak sevgimizi ve hislerimizi, şehir kime saldıracaktı ya da kimin aşkını ve saflığını kap-kaça yitirtecekti?
Sanki şehir bizle alay ediyor ve utanmadan tekrarlıyor ve yine başa döndürüyor.
Her yağmur bizdeki her şeyi siliyor ve her macera sonunda şehir belki kazandığı zaferi kutluyordu bizi ağlatan ve yaralayan antrenörü ve oyuncu arkadaşlarıyla.
Neden anlamıyoruz ki ya da bile bile şehre güveniyoruz ki?
Belki bir gün gelir şehir oyunu bırakır ve hislerimizle oynayan kalmaz.
Belki bir gün gelir şehir bizimle aynı savaşı verir ve zaferi bizim mutluluğumuz ve doğru aşklarımız olur.......
İBRAHİM ÖZENÇ İNCEKARA
Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com