Sularım Yükseldi-Taşmam Haylazlık
Bilmiyorum hangi çağ Müstezaflarından,
Şu garip bendeliğin, şu garip sesi,
Kentler pusudadır, eller havada,
Tutuklu mu yüzyıllardır?
Onunçün aranmıyor,
Dilekler, rüyalar, temenniler.
Yoksa ölmüşükte ayaklarının dibine düşmüşük,
Tahta sandaletli-mütekebbir bakışlı,
Duyarsız ilahların-ayaklarının dibine,
Ne işi var ensemin, kulaklarımın, dilimin,
Zarfım zarf atıyorum,
Dilekçem imzalı, pullu,
Sözüm açık, anlaşılır,
Bir diyen yok ki;?Kaybettin kavgalarını!?,
?Derin büzüştü,
çağurun kırıldı,
kanatların düştü?,
Meğer ne zormuş ozan olmak,
İlkin delilik durağına uğramak gerekmiş,
Sonra istediğin durağa giderken,
Yolda sonsuzluğun kucağına,
?Hadi ordan Kerata?,
Diyebilmek arsızlık,
Sularım yükseldi-taşmam haylazlık,
Zafer bana ne yakın ne de uzakta kalkan,
Oklarımda kırılmış,
Alnımı küt küt burkan,
Ya dayak hakedildi,
Ya sürgün ya da ilmik,
Soyca fukaralığı görülmemiş bizde umudun,
Hep dolu tarafa bakar öncüllerim,
Oysa şimdi atılmış hayaller ırmaklara,
Yalandır diye satılmış tüm gerçekler,
Ya terzi diye tanıtmış, -kefen bezcisi-,
Ya kasap diye soyunup, -ölüm çizgisi-,
Yumruklarım sıkıntıda, gözlerimde mil,
Ozanlık yaya kaldı,
Yaya tüm özgüvenim...
semih seyyid
Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com