Bir Serencam
Nalanını, maşukunu, handanını neresinden
Oturdum seyrettim İstanbul´u Şahintepe´sinden.
Bir zar-ı bülbül dinleyerek,
Boğazın tenteneli serabını,
Ansızın inen geceyi dağların tepesinden.
Harabat-ı hayatımda renkli bir serencamdı bu,
Döndü amcanın oğlu İzzet; Tahtakale, Eminönü
Arasına bir tezgah attı parayı buldu.
Çok seneler düşünmüştü hayalinde İstanbul´da
Hemşehrileri arasında ufak bir gecekondu,
Kısa zamanda maksadına erişti İzzet,
Tebrikler, zor işti bu.
Yaptı bir ev kendine içine oturdu.
Gündüzleri Eminönü, Tahtakale´de bağırıyordu,
Geceleri de çocukları ağlıyordu.
Böyle geçti İzzet´in ömrü harabat,
Birkaç zaman sonra daireler çoğaldı kat kat.
İzzet´de artık işi bıraktı çekildi köşesine
Artık çocukları evine bakıyordu,
En küçüğü Tahtakale´de mandal satıyordu.
Altına almıştı son model bir araba,
Vermedi parasını asla rakıya şaraba.
Akıllı idi İzzet Bey ve ailesi,
Çalıştılar, kazandılar, vermediler gelir vergisi.
Eve giderken de almadılar ekonomi dergisi.
Çiçeklerden severlerdi nergisi.
Hatırlamıyorum bir gün çocuklardan hangisi
Memlekete kahvenin önüne çekti mersedesi,
Etrafındakilerle demli bir çay içecekti,
Girdi kahveye verdi selam oturdu
Baktı etrafında kimsecikler yoktu.
İnsanlar oturmuş ediyordu laklak birbiriyle,
Kimse ilgilenmedi İzzet´in bebesiyle.
O da içti çayını atladı gitti,
O gidiş......
Ertesi sene seyahat Antalya, Kaş, Fethiye
Para boldu,
İzzet´in oğlu Tahtakalede mandal satıyordu.
Daha sonraları İzzet´in oğlu Mandalsan Holding oldu,
Gazeteler yazdı bir kış günü,
Otobanda vuruldu.
İzzet´in bebesi koca adam,
Arabasında kanlar içinde yatıyordu,
O sırada Mandalsan Holding Plazaları yapılıyordu.
İstanbul ışıl ışıl tepelerden akıyordu,
İzzet Bey´in çocuğunun çocukları kolejlerde okuyordu......
Mehmet Akif Tiryaki
Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com