Öğren(dikler)im
Yıllar önce tek bir şey öğrendim, kimliğimi
Sonra yavaş yavaş yürümeyi öğrendim
Kendi ayaklarım üzerinde
Koşmayı öğrendim, bir ülkeden diğer bir iç ülkeye
Dışlanmayı ve kovulmayı öğrendim
Zamanlı zamansız
Bir insana değer vermeyi
Ve sadakat göstermeyi öğrendim
Sonra ihanete uğramayı öğrendim
Değer verdiğim insanlardan
Ve en son
İnsana gereğinden fazla değer vermemeyi öğrendim
Diğer iç ülkeden kopunca
O mükemmel yaşama
Aslında bunlar değil sadece
Bir kızı sevmeyi öğrendim
Gözkapağında sallanan bir damla gözyaşında
Henüz yürümeyi öğrenememiş bir çocuğun
Gözlerinde gördüm yaşamı
Silopi cezaevinin hücrelerindeki
İşkencelerde gördüm geleceği
Mecnun olmanın
leylayı sevmekten daha kutsal olduğunu öğrendim
Ağrı dağının, Doğubeyazıt gibi kokan
Turistik serüveninde
Ve daha neler neler
Öğrendim öğrenmesine de...
İnanmadılar öğrendiklerime çıkınca iç ülkeden
Ne bir kızı sevdiğime inandılar
Ne de Mecnun olmanın kutsallığına
Kimliğime bile inanmadılar aslında
İç ülkeden olduğum için
Zamanın herhangi bir yerinde...
Ve yürüdüm yıllar boyu
Bir akşamdan bir akşama
Yazmayı öğrendim
Gördüğüm herhangi bir şeyi
Mum ışığından aldığım kelimeleri
Derleyip toplayarak görünmez bir zamanda
Güneşe bakmayı öğrendim
Gözlerim kamaşmadan
Ve yıldızları koparmayı öğrendim
Bir ananın saçlarından...
partizan kürt
Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com