GÜNE-EŞ
gözleri maviye bakan
elleri ince
ah o serencam
bir aydınlık gölge düşer
ardıma
sır değil
apaçık ortada gülücüklerim
sade bir sabun kokusu
limon kolonyası
ve duman tütünü getir
bana

bu parmaklar
etten sözden

aşermiş bir erkek gördüm
düşümde

bıyıklarını buran bir kadın
parmağı tetikte
bir bebek

gizlice
sanki çoğalıverdik
erkekte kadında
bebekte

cömert bir tebessüm
düşer yüreğime
cömert bir koku

sakın bir şey verme bana
vaat etme

şuramda
ince bir yol sana akar

sen ört bana çıkan tüm kapıları
umutlanma
acıya sevince

çenesi dağıtılmış
bir erkek yatar
kolumda

kim bilir kaçıncı kez
ayakları sürütülerek getirilen
liseli bir çocuk

tırnaklarına kan oturmuş
bir adam

ve her yanımdan akan
can acıları

sadece renkli odaları
aydınlatmıyor elektrik

et kokuları ve karanlık
dinamo kolu
birbirine bağlanmış kurdele
teller
kastanyet çeneler


sen kırmızıyı seversin
ben de

hele bir de
öpmeyi
-----------------
2005 mayıs "telde kelebek tozları" adlı kitaptan

Erdorum ACAROĞLU

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com