YANKİLER

YANKİLER

Ufkun bildik yerlerinden
Yavaş yavaş siliniyor renkler
Yasak düşlerden sıyrıldıkça
kanatılıyor gece.

Aykırılığı kuşanmış duruş
yağmasında çapulcunun.
Yine adlanmakta
çağın kana susayanları
ilk gülüşlerine bebeklerin.

Biz ki kendi coğrafyasında
kazıntı tarihine
çığ düşen suskunluk.

Kaçak seyirlerde yitirdik var oluşları
Simdi Afgan ırak derken
İran?da mülteci yüreğim.
Devşirme sevinçler büyüyor içinde gecenin.
Sesime çığ düşen suskunluk.
Yırtar kendini kanatır.
Zaman üstüme çivilenmiş
bir hançer gözlerimde.
Boğulmaktayım yanı başında
uygarlığın.
Sağır tiranlar duymuyor çığlığımı.
Sesine soluklanmak düştü direncin.
Belki tarihin sildikleriyle
yeniden başlayacak.
Yine beşiklerini kırmaya hazırlanıyor
Misket bombaları, bebeklerin.

Ölüm yine adını kazımış beşiğine bebeklerin.
Ve çocukların etinde
dişlerini bilemeye hazırlanıyor yankiler.

Seferberlikleri yatırdım dizlerime
Yakındır cesaret filizlenir
Korku iflas sofrasında İran sokakların da

Tanık olmak istercesine zamana
Yalıtılmış duygular çoğaltır sevinçleri
Öfkeyi dişe takarak.

Yankiler belki gelecekler
Ama geldikleri gibi gidemeyecekler.
Irak ne ki Vietnam gibi.

Geçmişten bildiğim tek şey var
Tarihi direnenler yazar.

Kaçıncı yıkılışı umutların
Bu kaçıncı ölümü olacak
yankilerin.
Söyleyin umut çığırtkanlığı değilse ne
İlk baharda toprağın karnını yaran çiçekler

Yitirdim tutsak korkuları
Uzat ellerini ey güneş.
Yaratan ve yaratılan aşkına.
Yıkmaya hazırız surlarımızdan
Amerikan kabuslarını.

Doymayı bilmeyen amerikan ve dünya emperyalistlerini
Bir gün hak ettikleri şekilde doyurmak dileklerimle A Oral 16 01 2006.

abdullah oral

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com