şafaklarınıza ağlamaktayım
merhaba hayal dağı çatmışsın kaşlarını nazın bana mı
alnında eritiyorsun buluttan düşmemiş karı bu ne ateş
gururuyla oynuyorsun tarihin ve bil ki çığlık izi açıyorsun ölümden
dayayıp kayalarının direncini boşluğa ihbarda mısın göklere
ve bir hurufi misin coğrafyamda uğraşıp durursun mevsimlerin bilinciyle
oruspulaşırsın bazen gezdirirsin kasıklarında rüzgarların en kimliksizini
sırıtma yüzüme akyellerin yetmez silmeye kirliliğini martı kanatlarımın
ve ben nasıl bir ülkeyim ki haykırışları şimşeklerin ruhunu döller evlatlarımın


bir ayaz ihanetine uğrar gözlerindeki adresleri göçmen kuşların
ağlar vatanımda lirik ve insancıl olan her şey ey naftalin yürekliler
ben ki düşmüşüm bir terazi kefesinde domates sorgusundan baharın izine
akşam pazarında bir gariban geçirir feryatların üstünden anason kokusunu
sen hayal dağı şuursuz topraklarla sakla kendine forsunu


ay iniltileriyle güneşi imdada çağıran nemrut
baş ağrıları dinmeyen bin yıllık hicranları tarihe fısıldayan ağrı
sen de duy kordonları yarasına bağ olamayan göl
batırıp ilkel demirleri canına
bütün vitrinleri çığlık ateşine verirken
ozan kurşunları dilinde soğutur
ibre düşüren korkak radyolar merhaba


merhaba hayal dağı merhaba kopartıp başından ekşimtırak bakışları
kırlangıç nefesiyle yakmaktayım bir fırın kokusu oşviste
belki daha uzakta örneğin fellucada derimi yanan ayaklarına
ilkel bir kundura yapmaktayım
şimdi diyorsun ki bana ey şair bir dağım diye varma üstüme bunca
bu suskunluk ve ihanettendir ki kapatıp yüzümü bulutlara
her yalancı baharda şafaklarınıza ağlamaktayım


vahdettin yılmaz

vahdettin yılmaz

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com