Olağan Üstü Haller


olağanüstü hallerdi bunlar
iki köşe iki ayrı darbe girişimi
gönül kaldıramazdı palet izlerini
üzerinde ki kurşun deliklerini
yasakmış sokağa çıkmak ortalık anarşik
gönlüm çoktan kapılmış davaya o da anarşik.
yalnızları oynuyor sokak tiyatrosunda
ona da yasak geldi.
dediler "sana sevmekte yasak."
ortalığı katmışım birbirine
sürgünmüş tek çare
dedim "nereye gider bu gemi"
"yok sana ne aşk ne de sevgi"
sürgünden daha iyisi ölümdür
"ölürsen kahraman olursun"
dedim "bu bana zulümdür."
yeni memleketim oldu sürgün yeri
bir adam verdiler el altı emir eri
burada bu bakar sana, görür işini
okumak,dinlemek,yazmak burda da yasak
"neden?" dedim "yerin kulağı vardır"
ulaşır yurduna savaş çıkar.
neyim ki savaş sebebi olayım
sadece gördüklerimi yazarım.
yazmaya izin yoksa anlatırım,
dedi ki;"sen düşünürsen dahi dönemezsin vatana"
verin bana yuları döndürün hayvana
nede olsa düşünemez dört ayakla.
bağlarsın ağıra beslenir otla suyla.
geçti üç beş sene,yüzlerce sessiz saat
zorunlu bırakmıştım gönülü nadasa yoktu hasat.
konuşmadım,yazmadım,anlatmadım geçen sürede
sustum!ufuk çizgisini seyrettim gündüz ve gece
yakalarım dedim yıldızları
araya hep bulutlar girdi,
sen kaçtın ben kovaladım sabaha,
rüyalarım her gün aynıydı
bir sana selam bir de eşsiz vatana.
diyorum "bekleyin az kaldı, dönüyorum"
sonra bir sarsıntı ve uyanıyorum.
hep aynı yüz aynı adam suratı karanlık
hep "bekleyin dönüyorum" derken uyandırır
bu adam sürekli uykumu bulandırır.
sürgün,karanlık suratlı adam ve ufuk çizgisi
belki döneriz yurda sorarız dostu eşi,
kalan bir avuç sevgiliyi.
belki bir gün tekrar açılır kapaklar
akar tüm şiddetiyle boşalır serin sular
ekini kuruyan toprağı çatlayan vatanı kaplar.
mustafa kerem atay

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com