Ustama
Günlerden bir gün usta
Bir cumartesi günüydü
Yıllar peşim sıra hasrete gittik.
Onun bildiği, benim bildiğim malûm yerde,
malûm masada buluştuk.
Yıllar icat edilmemiş gibi,
hiç ayrılık olmamış gibi kucaklaştık,
yarım yamalak.
Sonrasında mı?
Verebileceği en uzun, en kısa zamanda gitti yeniden
Gitme diyemedim usta
Dur diyemedim.
Boğazım düğümlendi kal diyemedim.
Çekinerek sarıldım
Ürkektim doya doya koklayamadım
Öpemedim usta, utandım.
Ciğerlerim çok özlemiş kokusunu azıcık içime çektim.
Utandım doya doya koklayamadım.
Gitti ya usta
Ardı sıra ben ağladım, Ankara ağladı
Gözyaşlarım cama çarparken
Melbo eğleniyordu usta.
Bağırsam gelecekmiş gibi yakın
Dokunsam hissedemeyecek kadar uzaktı
Sevdiğimi sevdiğine uğurlarken
Gitme, kal diyemedim usta..
Bakma benim mezheb-i genişliğime
Saçlarından tutup otur oturduğun yerde demek de vardı,
ama haddimi aşmamak için usta,
genişlettim genişlemesi gereken olgularımı
Bu zamanda buna çağdaşlık diyorlar
Aslından içine tükürürüm ben böyle çağdaşlığın da,
Boğazım düğümlendi yobaz olamadım usta..
Şimdi ben 63 dakikayı bir ömre nasıl sığdıracağım
8 ayı 5 seneye sığdıramamışken
Nereye gidiyordun ey vicdansız
Bir gözüm hasret gidermişken, diğeri yetim kaldı
Samatya´ya giderken bir yarın melboda kaldı.
İkiye bölemezdik seni,
Sevdiğimi sevdiğine uğurlarken
Zamanında acı çektiren olarak
Boş sandalye bana kaldı
Gitme, kal diyemedim usta..
Usta ya,
Sevilmeden sevmek mi, yoksa
Sevmeden sevilmek mi zor
Off kafam karıştı be usta
Her şeyi de ben düşünemem ki,
Zaten gitme kal diyememişim..
Şimdi ona uzak kentlerin birinden geçerken
Saatin bir vaktinde yine hatırlattı onu bana
Metronun dar koltukları,
Hiç bitmeyen bir düşümdü.
İnsan her gün anımsar mı usta
O ceylan gözleri...

Volkan Kısacık

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com