kısa bir hikaye
Sekiz yaşında küçük bir çocuktum
Küçük ellerim vardı benim
Bir kestane büyüklüğünü geçmezdi
Yumruk halini aldığında.
Gökyüzünü kıskandıracak da gözlerim.
Akıllı olduğumu söylerdi herkes
Bir büyük babam söylemezdi.
Beni çok severdi aslında
Babaanneme olan büyük sevgimi kıskanırdı
Bildiğim halde bunu yapmak hoşuma gidiyordu
Mahalle çocuklarıyla aram iyiydi
Benden çok binmişlerdir bisikletime
Kimi çocuklar ne enayi diye aralarında fısıldaşırlardı
Hiç umursamazdım
Yine de bindirirdim bisikletime
Top oynamayı çok severdim her çocuk gibi
Yer ve zaman önemli değildi
Güneş doğduğundan itibaren kimse yorulup ayrılmazdı
Ta ki annelerimiz kızıp bizi çağırana kadar
Kendi takımımı ben seçerdim
Nerde zayıf biri varsa alırdım
Sanki bir şeyleri ispatlamak ister gibi
Ama hiçbir maçı alamazdık
Ve düşündüğüm hep teoride kalıyordu
Yine de hiç üzülmezdim
Bir de av merakım vardı benim
Babam gidecek olurdu
Sülük gibi yapışırdım
Karanlıktan korkmam ve de üşümem derdim
Ne olur beni de al derdim
Pişman olacağını bildiği halde babam hep alırdı yanına
Bizim mahalleye gelen şekerci amca vardı
Pamuk şekerine bayılırdım
Sesini duyar duymaz üşüşürdük başına
Ne renk derdi
Kırmızı, beyaz, mavi?
Hepsi derdim tek bir rengi sevmezdim
Çoğumuzdan para almazdı
Neden derdim
Ne neden derdi
Karşılıksız derdim
Para almıyorsun derdim
Para almıyorum
Ama karşılığını alıyorum derdi
Nasıl derdim
Gözlerinizdeki ışıltı derdi
Küçük bir çocuktum ama anlıyordum onu
Annem demişti
Bir oğlu varmış demişti
Ve ölmüş bir kazada demişti
Her geldiğinde ben aynı şeyleri sorardım
O da aynı şeyleri söylerdi gülümseyerek
Bir gün birileri taşındı bizim mahalleye
Nihat amcalar
Bir bankada memurdu
Emel yengeyle beraber bir kızları vardı
Çağla
Taşınırlarken ben de yardım etmiştim
Orada demiştim
Karşıda oturuyoruz diye
Çağla güzel bir kızdı ama çok ta soğuktu
Benden üç yaş büyüktü
Oyuna çağırırdım gelmezdi
Ben de pek umursamazdım
Her zamanki gibi çocuklarla devam ederdik oyunumuza
Bir gün yine şekerci amca gelmişti
Her zamanki soru yağmurundan sonra
Çağlanın bize baktığını gördüm
Bir şeker de ona alıp yanına gitmiştim
Şekeri aldığı gibi yere atmıştı
Bu pis şey de ne demişti
O pis bir şey değil
Pamuk şekeri demiştim
Çekil başımdan seni aptal demişti
Çok şaşırmıştım ve de çok kızgın
Hırsımdan ağlamıştım
Şekerci amca beni yanına çağırdı
O dedi
Şu tatlı kız
Çağla mı dedim
Yeni mi dedi
Yeni dedim
Neden böyle davranıyor dedi
Bizi sevmediğinden dedim
Hayır dedi
Eski arkadaşlarını özlüyor da ondan dedi
Zamanla size alışır dedi
Evet bu sebep hoşuma gitmişti
Ve aradan zaman geçmişti
Tam koca üç yıl
Ben on bir yaşıma girmiştim
Yine de çağla benden üç yaş büyüktü
Şekerci amca doğru demişti
Artık benle konuşuyordu
Bana hep küçük derdi.
Yeni bir arkadaş kazandım diyordum
Ama diğer arkadaşları gömmüştüm
Çağla nerde ben ordaydım
Aradan zaman geçmişti
Bir gün bir zarf verdi
Meşe ağacı dedi
Bilir misin dedi
Birim dedim
Kimseye göstermeden oraya götür dedi
Sonra bir zarf daha
Ve sonra her gün
Ona karşı duygularımı anlamdıramıyordum
Bazılarından duymuştum
Aşk demişlerdi
Evet o olsa gerekti
Her dediğini yapıyordum
Birkaç gün sonra başka mahalleden biriyle kaçtığını duydum
Dünyam yıkılmıştı
Hiçbir şey yiyemez oldum
Hayır diyemeyeceğim pamuk şekerini bile
İyiden iyiye kötüleşiyordum
Ailede büyük bir telaş
Doktora götürmüşler hemen
Ahlar vahlar duyuyordum belli belirsiz başucumda
Sonra gözlerimi açtığımda epey zaman geçmişti
Bir mucize diyordu doktor
Herkes mutluydu
Geri gelmişim
Nerdeydim ki?
Sonradan öğrendim ki akciğer iltihabıymış
Ve az daha ölecekmişim
Ve yıllar yılları kovalamıştı
Artık büyümüştüm
Koca adam olmuştum
Tam yirmi dördünde
Bir gün Başka bir şehri ziyarete gitmiştim
İnanılmaz bir şey olmuştu
Onu görmüştüm
Evet evet tastamam o
Çağla
Şaşırmıştım
Ve de üzülmüştüm
Kötü yola düşmüştü
Yanına yaklaştım
Çağla dedim
İrkildi
Müşteri misin dedi
Hayır dedim
O zaman Sen kimsin dedi
Sanki içimde bir fırtına kopmuştu
Zar zor birkaç sözcük söyleyebilmiştim
Mahalle dedim
Pamuk şekeri dedim
Anlamıştı
Ve de utanmıştı
Ağlamaya başlamıştı
Küçük dedi
Artık değilim dedim
Neden onunla konuştuğumu bile bilmiyordum
Mazi beni ona çekmişti
Sonra Ailesini soracak oldu
Hızlı adımlarla oradan uzaklaştım
Hiç konuşmadan
Yeteri kadar acısı vardır diye düşündüm
Hem nasıl söylerdim babasının intihar ettiğini!
Kızı evden kaçtıktan bir yıl sonraydı
Tahammül edememişti daha fazla
Kızının evi terk edişini!
Ve o günden sonra
Onu bir daha hiç görmedim
Ama bir gün mahalleden biri demişti
Çağlanın bir arabanın altında kaldığını
Utancın katlanılmayacak boyuttaysa
İşte kılıç
Bir filmde görmüştüm
Japonlar buna harikiri diyordu
Ne onurlu bir davranış demiştim
Şimdi çağla da bunu yapmış olacaktı
Böyle inanmak istemiştim
Gurur demiştim
Her şeyden önemli demiştim
Her şeyden mi diye biraz duraksamıştım
Aşktan bile mi
Bu aklıma takılmıştı
O zamanlar cevap bulamamıştım
Şimdi otuz beşimdeyim
Yine bir cevap yok
Biricik aşkım gururumu hiç incitmedi ki
Bu arada iki kızım olmuştu
Küçük kızım daha sekiz aylık
Yağmur
Büyüğü dördüne girdi
Çağla ?
dinozorus
Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com