Günaydın
Birden uyandım ki dışarıda kıyametler kopuyor:
Kimi yorgun dingin atlar gibi yavaş;
Kimi bir an önce ipi göğüslemeye koşan maratoncu gibi hızlı;
Kimi de gayet rahvan, huzur verici dozda enjekte edici,
Allahüekber diyerek namaza çağırıyorlar insanları,
Yeşil minarelerden yükselen sesler...
Dışarıda talı bir haziran şafağı,
Pırıl pırıl yıldızlar patlamış futbol topu bir ay.
Zifiri karanlığı yırtan şehrin ışıkları ki
Bir kısmı dağ karanlığında kaybolurken,dans eder kimi,
Öyun oynar denizle ve yayar göğsüne denizin gerdanlığı.
Biraz sonra belirmeye başlar silüetleri evlerin,ağaçların.
Bir kedi kaçar erkeğinin önünden,
Diğeri onu hazla kovalarken,
Düşer peşlerine bir köpek aniden,park ışıklarının altında.
Biri inerken diğeri havalanan iki uçağın göz kırpar ışıkları.
Başlamıştır ötelerde ışıyan taşıtların kıpırtıları.
Ve yavaş yavaş sönerken şehrin ışıkları,
Başlar rengarenk kuş cıvıltıları.
Akşamdan mı bilinmez geceden mi ayrılan birinin salası,
Bozar insanın içindeki huzuru,iyi idik ya!
Kim bilir belki de huzurlu gitmiştir giden diye teselli ararsın!
Bölge bölge çekilirken huzurdan şehrin ışıkları,
Kuş sesleri çöker ortaya,nazlı kedi miyavlamaları ile.
Karanlığın yerini,kuş cıvıltılarının muştuladığı aydınlık almış,
Artık sabah olmuştur.
Günaydın.
Değdi mi bilmem iki saatlik uykuya ama işte günaydın.
Günaydın,gözünaydın, günaydın.



ahmet emer

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com