Nursun Muhammet Nursun
NURSUN MUHAMMET NURSUN

Ayların hayırlısı Rebiul evvel ayı.
On ikinci geceye nursun Muhammet nursun.
Senin hürmetin için yaratmış Hak dünyayı.
İnsanlığın içinde birsin Muhammet birsin.

Şafak sökmüş nur ile, doğduğu gün görene.
Ayan oldu peygamber, sırlarına erene.
Nur doğurdu dünyaya, o gecede bir ana.
Ümmetinin gözünde, fersin Muhammet fersin.

Putlar kendiliğinde, yığılıp yere düştü.
Yetim doğdu babadan, nice engeli aştı.
Kisra?nın sarayını, gören müşrikler şaştı.
Putperestler yanında, zorsun Muhammet zorsun.

Süt annesi halime, aldı götürdü onu.
Daha altı yaşında, ana kaybetti canı.
Sekizi yaşayınca, dedesi oldu fani.
Ebu Talip o zevki, dersin Muhammet dersin.

Koyun güttü dağlarda, on, on iki yaşında.
Ta o zaman sevilir, aklı daim başında.
Rahip Bahira sezdi, gördü onu düşünde.
Rahip sırtta mührünü, görsün Muhammet görsün.

Yirmi beşi yaşadı, ticarete atıldı.
Hatice?nin kervanı, saflarına katıldı.
Ona göre put sevmek, önceden de batıldı.
Asrının putlarını, kırsın Muhammet kırsın.

Hatice?yle evlendi, gözetmedi yaş farkı.
Kendi yirmi beşinde, Hatice bulmuş kırkı.
Üçü erkek, dördü kız, döndü feleğin çarkı.
Seven yoluna canı, sersin Muhammet sersin.

Yaşı kırka varırken, zuhur etti tüm sırlar.
Mağarada saklandı, döşekti ona kırlar.
Cebrail mağarada, oku diye hep zorlar.
Peygamber halkasında, varsın Muhammet varsın.

Okudu Hak adıyla, eve geldi sonunda.
Titriyordu oturmuş, Hatice?nin yanında.
Varaka bin Nevfel?in, okudular önünde.
Dedi Nevfel gönlünde, yarsın Muhammet yarsın.

Güvendiği kullara, sırrını açtı önce.
İlk kadın müslümandı, Hatice?ye gelince.
Anlattı dostlarına, doğru yoldur çok ince.
Ebu Bekir, Ali?yle girsin Muhammet girsin.

Üç yıl gizli çağırdı, sevenleri bu dine.
Onu gelecek diye bekliyordu Medine.
Çok cefalar çekti ya, bedduası yok yine.
Yanan bunca yüreğe, karsın Muhammet karsın.

Üç yıl sonra açtılar, sırlarını herkese.
Dönsün diye teklif çok, altınlar kese, kese.
Yalvardı insanlara, uymayın şu nefise.
İnanmazlar kalbinde, narsın Muhammet narsın.

İlden, ile yayıldı, ayetleri Kuran?ın.
Sayıları çoğaldı, habibini soranın.
Dönüşü yok, katiydi bir kez Hakka varanın.
Bilmeyenler bilene, sorsun Muhammet sorsun.

Dürüstlüğü kabuldü, inanmazlar yanında.
Rahatsızdı müşrikler, onun temiz şanında.
Mucizeler gösterdi, çoklarına anında.
İnananı ahrette, sarsın Muhammet sarsın.

Gün geçtikçe yayıldı, müşriklerse perişan.
Çok eziyet gördüler, o topluma karışan.
Sonra rahat ederdi, Allah ile barışan.
Seven Hakk yolda göğsün, gersin Muhammet gersin.

Günü geldi dostuna, hicret emri verildi.
Ebubekir yoldaşı, mağaraya girildi.
Yılan onu sokunca, Hakkın Resulü sordu.
Tükrüğüyle şifayı, versin Muhammet versin.

Medine?ye vardılar, bir çok cefa çekerek.
Deve evini seçti, bir kapıda çökerek.
Girişi çok muhteşem, daha başka ne gerek.
Müslüman?ın gönlüne yersin Muhammet yersin.

Gün geçtikçe çoğaldı, ezan okudu Bilal.
Ortalıkta söylendi, ney haram, neyi helal.
Ebu Leheb kükremiş, amanın bu ne celal.
İmansızlar bağrına, vursun Muhammet vursun.

Mevla?m emir buyurdu, kafirlerle savaşa.
Münafıklar sandılar, edecekler temaşa.
Küfrün başı ezildi, çalındı taştan, taşa.
Küfür kendi çorabın, örsün Muhammet örsün.

Görev tamam olunca, ecel geldi sonunda.
Livaül Hamd sancağı,ümmetinin önünde.
Ümmetin hep bakidir, yüce İslam dininde.
Kalenderim sevgine ersin, Muhammet ersin..


Haşim Kalender

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com