MEHMET HİLMİ
Babam Merhum Mehmet Hilmi Avcıoğlu?nun aziz hatırasına
Mehmet Hilmi,
Yaşı genç,
İlim adamamı olmak ister.
Köydeki medresede
İlim tahsili eder
Gönlünde
Dinin yüce ufukları açılmış,
Önce yetişmek için çaba harcar
Sonra
Yetiştirmek için çalışmış,
Bir yandan
Evinin iaşesi için
Sırtında bakırcı sandığı
İl il ilçi ilçe dolaşmış
Gurbette nafakasını toplamış.
Her gittiği yerde
İlmiyle kendini sevdirmiş.
İlmini paylaşmış.
Çırakları öğrencisi olmuş.
Ama bu kadar zor hayattan
Hiç bıkmamış
Evine geldiği zamanlar
Çok kısa zaman
Bu zamanlarını
Çocuklarını eğitmekle geçirirmiş
Henüz küçük olan çocuklarına
Yaşlarına göre dini eğitim vermiş
Namaz öğretmiş,
Helal, Haram öğretmiş
Allah?ı tanıtmış.
Kâinatı var eden Allah
Bizi de yaratmış demiş.
Doğruluğu, dürüstlüğü
Büyüklere,
Saygıyı,
Oturup kalkmayı,
Edep ve erkanı
Anlatmış
Bu eğitim,
Çocuklara zor gelmiş
Olsun;
O yine eğitmeyi seçmiş.
Biliyordu ki,
Bu yaşta öğrenilenler
Unutulmaz.
Evinden ezan okur
Cemaatle namaz kıldırmış
İnsanları toplar eğitir
Herkes onu sever ve sayar
En güzeli de bu zaten.
Mehmet Hilmi
Çaykara da bir ekolmüş.
O, herkesin dilindeymiş
Onun arkadaşları
Onun gibi âlimmiş
Mehmet Hilmi,
Gurbette kitap alır
İlmini geliştirir
Onları
Arkadaşlarına anlatır,
Arkadaşlarını eğitir.
Allah?a inancı tam
Haramdan sakınır,
Kişi hakkına saygılı
İnsanları üzmez,
Yardıma koşar.
O, köyün doktoru,
O köyün diş hekimi,
O, köyün imamı
O,köyün din alimi
Bir gün dara girer.
Çaykara?da dolaşır
Yakın arkadaşı
Hanefî ile karşılaşır
Oturur konuşurlar
Mehmet Hilmi
Sıkıntılı olduğunu söyler
Evde aş bekleyen,
Bakkal, alacak bekleyen,
Ama kendinde hiç para yok.
O da gurbetten
Alacak bekleyen.
Alacak gelmezse
Sıkıntısı büyüyecek.
Hanefî cebindekini verir.
Ama yeterli değildir.
Almaz
Sonra,
Derin bir düşünceye dalar
Mehmet Hilmi.
Uzun süre kala kalır.
Gözleri,
Bir noktaya takılı kalır
Bir anda oturduğu yerden
Hızla kalkar.
Hanefî ne olduğunu anlamaz
?Ne oldu; der.
Mehmet Hilmi;
?Kalk; der Hanefi?ye
?Allah rızkımıza kefil değilmi.
Ben düşünmekle çözemedim.
Bu işi Allah?a havale ediyorum
O benden daha iyi çözer.
O; Ona havale edenlerin
İşini halleder
İçimdeki sıkıntı geçti.
Çünkü
İşi Allah?a havale ettim?.
Der
Ve yürürler.
Bu esnada,
Yukarıdan aşağı
Onlara doğru
Biri seslenir
?Mehmet Hilmi
Diye
Mehmet Hilmi bakar
Gelen Postacıdır.
Postacı Mehmet Hilmi?ye
?Nerelerdesin,
Seni kaç gündür arıyorum.
Bir havalen var
Vermek istiyorum.
Mehmet Hilmi Hanefî?ye bakar
Ve söyler
-Gördün mü?
İşi Allah?a havale ettik
İşi düzelttik
Çözemediğimiz şey
Aniden çözüldü.
Mehmet Hilmi
Böyle bir adamdı.
İlmiyle amel eder
Kötülüklerden kaçar
İnsanları çok sever
Etrafa neşe saçar
Evini okul etmiş
İlim irfan dağıtmış
Çevre illerden gelen
Talebesi çoğalmış
Yetiştirmiş ve salmış
Evde çok kişi kalmış
İlmi öğrenen kişi
Gitmiş kendi çalışmış
Yaşı genç otuzlarda
Siyah sakallı hoca
Ağır yük omuzlarda
Gitmek istedi hacca
Ama kısmet olmadı
Bir zaman bulamadı
Henüz yapacak iş var
Gurbetten kurtulmadı
Toparlanma zamanı
Gurbete son vermeli
Paralar toparlayıp
İstanbul?a gitmeli
Düzenini kuracak
Evinden kopmayacak
Öyle bir iş yapmalı
Hep yurdunda kalacak
Bu hayaller peşinde
Toparlandı bir anda
İstanbul?a gidiyor
Ağustos sıcağında
Devamı var
22-25/10/2006 Gantep
müslim avcıoğlu
Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com