son nokta 2
Henüz yarım saat olmadı bile
senden ayrılalı.
Seni öyle çok, öyle çok özledim ki.

Ben müebbet hapisle yargıladım
seni yüreğimde.
Ve tarih yirmi dokuz aralıktı
hüküm özetini yazdığım gün.

İlk zamanlar bana öyle uzaktın ki.
Güneş gibiydin sanki
öyle ihtişamlı, öyle sıcak ve bir o kadarda uzak.
Korkardım sana uzanmaya.
Bakmaya çalışırdım,
en fazla bir kaç saniye sürerdi.

Düşlerimde yeşerirdi
hazanda solan yapraklar.
Ancak sana o zaman yaklaşabilirdim.
Cılız bir kuş olurdum nehirde çırpınan
ve uzattığın dal parçasıyla hayat bulan.
Avuçlarının sıcaklığını iliklerimde hissetmek,
buz tutmuş bir bedenin,
tekrardan cana gelmesi kadar güzeldi.

Günün ilk ışıkları tarardı sarı saçlarını.
Çiğ damlalarıyla bezenmiş gülleri utandırırdı o gül yüzün.
Senin yolunda yürürken ölmekti ölümün güzel yanı.

Yalnız sen giderken ardından bakmak,
sonu sen olan aydınlık umutları,
kör zindanlarda ebediyen ışıksız bırakmaktı.

Sonra kulaklarımda yankılanan
korkunun o acımasız çığlığı,
birde şakağımdan süzülen,
bulgur, bulgur terle uyanırdım,
gecenin bir vakti.

Gizlice ıslanan göz yaşlarım eşlik ederdi,
isyankar ağıtlara.
Keşke çıkıp da gelsen derdim,
zifiri karanlıklardan.
Şöyle bir sarılsam sana
tek bedene girercesine.
Ama boşluğa sarılmak öyle acı koyuyor ki.

Ömür törpüsü acımasızca sırtıma sürterken.
Bir kış günü doğdu güneş
suskun yüreğime.
Ve yaşamayı, yürümeyi, nefes almayı,
senin sayende o gün öğrendim.

Seni öyle çok seviyorum ki,
aklın ve mantığın kabul edemeyeceği
bir sevgiyle ve koskocaman bir yürekle
seni seviyorum.

Şunu bilmelisin ki sevgilim.
Ecel sırasının bana geldiği vakit;
Dudaklarımdan düşen son kelime,
senin ismin.
Aklıma gelecek tek kişi sen olacaksın.
Sen; demir attığım son liman, sevdamdaki son noktasın.

mustafa pakır

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com