Sorma
Beni benden sorma bende değilim
Neyimi söyleyim, nasıl söyleyim
Yalancı dünyaya yok ki meyilim
Sana ne söyleyim, nasıl söyleyim
Mansur olup dara oturmayınca
Sevda belasından yatılmayınca
Mizana konulup, tartılmayınca
Kilo mu söyleyim, ton mu söyleyim
Şeriat kapısı belimi büktü
Tarikat kapısı iflahım söktü
Marifet kapısı sevdayı döktü
Hakikat mı deyim, yokluk mu deyim
Varlığımda yokum, yoklukda varım
Güllerde kokuyum, bülbülde zarım
Elest-ü bezminde vardır ıkrarım
Sözle mi söyleyim, hal mi söyleyim
Dolap gibi her girdabı dolandım
Mecnunun çölünde leyla arandım
Ne İsaya ne Musaya yarandım
Çarmıhdan mı deyim, turdan mı deyim
Alem benim ben alemim diyemem
Dillerim kilitli yarim övemem
Sonsuz bir yoldayım geri dönemem
Sonu mu söyleyim, baştan mı deyim
Ne vermişse geri verdim yarime
Gel istersen senle gidek pirime.
Narın ateşiyle gel de erime,
Pervane mi deyim ateş mi deyim.
Yaşarken ölüyüm, ölünce diri,
Muhabbet bağının oldum esiri.
Balçık tezgahının silik teksiri,
İNCEden mi deyim telden mi deyim.
Sabit İnce
Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com