Ve acının yazılmayan tarihi
3- Gidip Geri Dönmeyenler
Bu deli yollara oğul verdin
Gidip geri dönmediler
Kaç kolun koptu Yemen
Kaç yürek yaran Çanakkale
Ocakların kör kaldı
Kaçıncı söndü umudun
Gidip geri dönmediler
Güldün mü
Kıvılcımlar saçılır geceye
Bakışın ilk insandan bu yana
Bütün bakışların bahçesi
Ayakların Hitit ten beri
Böyle sıkı basar toprağa
Geride hep yoksulluğu koydular
Kıran düştü- kıtlık düştü payına
Gidip geri dönmediler.

5- Yediveren

Direnci zemheriden karılmış-ölüm kapı komşusu
Sabrı dağlarla bir- cehennemden sökün etmiş ağustosu
Zulümlerle dövülmüş yüreği yoksulluğun örsünde
Gene de yangınlar içinde yediveren güldür sevdası
Yıkılası kara dağlar boyun büküp yol verir
Değilse kıyametler doğurur coşkusu
Lâkin körolası yollar uzanmış yatar toz kül içinde
Kör bir engerek gibi azrail hovardası
Bir yol gülüşlere karışmış
Bakışlara tünemiş-sözcüklere bulaşmış
Ezeli bir acının doğurduğu nefret aşılmaz
Yıkılmaz muhanetin karlı dağları çevresi dolaşılmaz
Ruhları yağmalanmış babadan oğula devrolan lanet
Çifte su verilmiş yüreği kâr etmez hasretine
Koparır elini kolunu gurbet
Gene de yediveren güldür sevdası
Bilmezler
Yaşamak derler adına
Dağların ötesinde bin yıldır paylarına düşen esaret
Günah-vebal-yemin-gammazlık -yalan- kin
Uğur-nazar-büyü-yılan-çiyan-cin
Ekmek atlı insan yaya-can ter içinde
Korkuyla nefretle silahlandırmış ruhlarını cehalet
Bilmezler
Özgürlük derler adına
Dağlarda yapayalnız ağlayabilmenin
Ölmenin doktorsuz ilaçsız
Bazan çocuk üstüne bazan yılan sokması
Sanırsın ki unutturmuş sevmeyi
Gülüşlere afat olmuş nuhnebiden kalma cinnet
Gene de yediveren güldür sevdası

(Yarın Yeniden/Gerçek Sanat)
Adnan Durmaz

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com