Sen, içimde bin yıllık ukde
Ardımda bıraktım, bir yığın uykusuz geceler
Dakîkalarda İsmin, Sâniyeler heceler
Seni hatırlatır teker teker
Alıp götürür beni benden,
Yine o meçhûle çeker...

Bu kaçıncı kayboluşum biliyor musun gözlerinde?
Bu kaçıncı yalın ayak, baş açık dolanışım sahrâlarda?
Hayâlinin peşinden koşup,
Bu kaçıncı meydân okuyuşum, Asırlık Sevgilere?
Sanki Târih Sâhifelerini tekrar yazdım;
Kaç sefer aştım Kaf Dağını...
Kaç sefer ibretle parmak ısırttım Leylâya, Mecnûna...
Belkısın Sarayına konuk oldum...
Kaç sefer teptim Züleyhâyı elimin tersiyle...
Dolaştım Buhârâyı, Semerkantı, Horasanı, Türkistanı...
Sonra çaldı Endülüste gitarlar,
Kurtubada, Gırnatada, Adına yaptığım besteler okundu...
Ve, sen;
İçimde Bin Yıllık Ukde...
Ve, sen;
Yeryüzünde görülmemiş efsâne...
Bir tesirli bakışının tahakkümüne giren Asırlardan döndüğümde,
Yine sana bilendim, yine sana şartlandım...

İnzivâya çekildim Tibet Manastırlarında
Ay ışığı görmeyen gecelerde,
Kandildeki katranları mürekkep yaptım divitime
Ilık nefesine hükmettim;
En sert fırtınadan daha keskin kasırga oldu
Emrettim;
Esip getirdi ayağıma Orhun Anıtlarını
Gözyaşlarımla yıkayıp sildim Kitâbeleri
Ve,
Seni nakşettim anıt taşına
Seni yazdım
Sildim aşk adına ne kadar kânun varsa,
Hepsini tek tek yeniden ben yazdım
Çün ki;
Sensiz bir efsâneye, sensiz bir aşka dayanamazdım...
Senin için tekrar aşkın kânununu yazdım
Ben yazdım...
Ben...

10.07.2001 Münih 02:20
M. Engin Karatay

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com