ŞAİR OLMAYI DA
dışarda kediler var
çamaşır asan bacılar
birkaç mısra düzenli düzensiz genç aşıklar
hayatımdan çalıp sana sakladığım düğümler
nice nice acılarım,gözyaşlarım
yorgun ellerimin derdiği solmuş güller...
bir gece
hem ağladım,hem sustum hem de içtim
bir müddet bu şehirden gittim
hayal gibi kabristanları sürdüm
perişan hallarımla kızgın yürüdüm
dışarda gecenin üçü var
kederin çekilmez kahrı
hayvanların umarsız uluması
suyun aktığı yatak
baykuşun neşesi
dışarda dolunay var...
gel gidelim buralardan
kaf dağının hasret kapılarına dayanalım
bitmemişliği öğrenelim güveni güvenmeyi
aşkı öğrenelim direnmeyi hırsla ağlamayı
inan bana ki şair olmayı da...
gidelim buralardan
döneriz bir gecenin herhangi bir üçünde
şehr-i sükutta sabah olmadan döneriz
gerekirse şehri yıkarız sarayları
denizi köpürtürüz gerekirse okyanusları...
şu kapıdan bir çıktık mı
ağlamaklı olmak kadar hürüz
aldatılmış kadar haklı
düşmüş kadar masum
kaybolmuş gibi küfr etmeye hazır
ölmüş kadar sevişmeye özgürüz...
diyorum ki şu kapıyı bir arkamıza aldık mı
kimseyi tanımaz gözlerimiz
perdenin arkasındakilerden erken sabaha kavuşuruz
erken sevişir
erken dua ederiz
taşşaklarım onlarınkinden çok sızlar
sen de daha hızlı döl tutarsın onlardan
(dudakların kıllarımın arasında yol açsın
damarlarımdan başla öpmeye
sonra ilk kez görür gibi şaşır hayalarımı)...
gel gidelim buralardan
kaf dağının hasret kapılarına dayanalım
bitmemişliği öğrenelim güveni güvenmeyi
aşkı öğrenelim direnmeyi hırsla ağlamayı
inan bana ki şair olmayı da...
gidelim buralardan
döneriz bir gecenin herhangi bir üçünde
şehr-i sükutta sabah olmadan döneriz
gerekirse şehri yıkarız sarayları
denizi köpürtürüz gerekirse okyanusları...
2004
oktay emre
Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com