gidiyorum, kalmışım gibi


seni gördüm, görmüşüm gibi
bir kederin başlangıcıydı gözler bilmedi
ben hep aynı yeri, aynı yerdeki seni
uyku niyetine yastığımda buldum
bir telaştır, sözler bitmiyor
kaç kitap dolusu çaresizlik
sayfa sayfa kararttı beni
şimdi çiçek olsam, ana olsam, ağaç olsam
hangi ressam tablosunda boyardı beni.

ihtimalleri saydım, saymışım gibi
ben sendeydim sen başka bir yerde
başka sevdaların leylası
olman ihtimalini saydım
sen bilmezdin mecnunun mecnun değildi
ama ben evlenme ihtimalinide saydım
üç beş çocuk ve sen ve bir başkası
hani bazen ben olacakmışım gibi
fakat ben olmasamda seni bekleyecektim
ben siyahı ilk defa
sen beyazı iki defa giymiş olsanda
çocuklarına evladım diyecektim
işte ben bu ihtimalleride sevdim
ne kadar kan kustursada
ne kadar ağrıma ağrı katsada
ne kadar hayali ve ömür çalsada

hep gitmeyi düşündüm, çareymiş gibi
bir başka yerdede sen yokmusun?
bir başka kalemde mürekkep gibi
sayfalarımı kirleten
olmayacak, olmayacak diye
hep kışların en ayazını,
en karasını bekledim
neden çareler böyle çaresiz
neden sevilenler böyle yüreksiz
ellerim bir elmi biliyor tutacak
gözlerim bir güzelmi biliyor görecek
o en kalabalık limanların kıyısında
bir kayıkmı mutluluğa kürek çekecek
artık gök yer olsada
güneş karanlık
gözlerim umut
ellerim kurtuluş olsada kırık
sen bir kamyon gibi üzerimden geçen
sen bir dua gibi vazgeçilmeyen.

artık gidiyorum, kalmışım gibi
şimdi ben, gül ve bahar
son defa geçiyoruz kapından
son kahrım, canım ve ağrım
sana emanet hoşçakal
ne elimde bir tutkum
ne anamdan kalan bir öğüt
belim yüksüz biliyorum
çaresiz ve mecburen buralardan gidiyorum.

belki arkamda gülen belki ağlayan
gidiyorum sensiz ve sessiz
bir meçhulde kimsesiz...
Erdal TAŞKÖPRÜ

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com