Muhbir Kız
Sen o zamanlar yoktun hayatımda
Ama ben senin içinde ektim çiçekleri
Sen o zamanlar yoktun hayatımda
Ben senin içinde ağladım yaralanmışlığımıza
Senin içinde öptüm o suskun ve kederli
İnsanların gözyaşlarını
Çünkü gözyaşlarında gizlidir büyük acılar
Çünkü kazananların marşını söylüyordu meydanlar
Ve kar düşüyordu karakolun bahçesine kar
Karlı kayın ormanını söyledi tüm gece
İşkencede bahtiyar
Sen o zamanlar yoktun hayatımda / hayatım bahar
Asiydin, belki bu yüzden sevdim seni muhbir kız
Kaçıyordun tornistan sohbetlerden / hatta herkesten
Bildiğimden sevdim durgun suların derinliğini

Eskir ceylan derisi koltuklarda yalanlar
Çünkü çığlıklar karanlıklardan gelir
Ve sen o zamanlar yoktun hayatımda
Bu hikaye, yoksulluğumuz kadar eski bir hikayedir

Sen o zamanlar yoktun hayatımda
Ama ben senin içinde kulaçladım açık denizleri
Ne yazık, kollarımdayken bile özlerdim seni
Gücüm yetebilseydi çekip giderdim ancak,
Bir çocuk ağlardı yüreğimde sürekli
Bıkmaksız bir geri dönüş yalanlarıma
Gözlerin yalnız bir papatya yarasıydı
Bir kadın / bir metro istasyonu / sanki gece yarısıydı
Biliyorum o muhbir kız şimdi çok uzaklarda
Çoğalıyor bir papatyanın yaralarında yalnızlığı
O artık yok hayatımda / sadece dört kelime
Ve inanmıyorum ölüme / biliyorum ki yalandır
Yine o her yalanın içinde en dürüst olanıdır
İnanmıyorum ölüme / biliyorum ki yalandır
Cehennem dediğin unutulmaktır bir hiç misali
Cennet ise dost kalplerde ebedi bir yaşamdır.

19/01/2001

Hayrettin TURAN

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com