Sen Güldüğün Zaman

Sen güldüğün zaman
Mahkum bir denizcinin yelken açar yüreği
Bir martı havalanır ardına bakmaksız / ki dünya
ancak bu kadar güzelleşir
Bir orman köyü düşer aklıma
Sen güldüğün zaman birebirden
Bir masal gibi babam döner mezarından
Üç yaş yanaklarımda bir öpücük yeşerir
Çünkü sen güldüğün zaman kelebekler özgürdür
Güller arasında bir karanfil yüzüdür
Tüm sandallar birer birer halatlarından çözülür
Sen eski sen olur koşar gelirsin gayrı bana
Yabanım / yabancıyım / belki çobanım daha
Belki girmem yasak tüm soylu saraylara
Sadece sen güldüğün zaman yeni baştan
bağışlar severim hayatı / celladım kendine seyir
Ağlayan çocuklar birden bire susarlar
Bombalar geri döner savruldukları namlulara
Yağmurlu bir ormanda başıboş bulurum kendimi
Ne para / ne yokluk / ne patron
Ne de verilecek tek bir şeyin hesabı
Ceplerim sadece ellerim içindir

Sen güldüğün zaman sevdiğim
Bir balık sanki oltadan kurtulur
Beklediğimiz günler gelmiş gibi olur
Bulur adreslerini kuytularda kayıp mektuplar
ve insanlar sen gülünce güzelim insanlar
belki bir sokak kemancısını alkışlarlar
ve sen güldüğünde / ille de durur zaman
açılır zindan, kilitli kapılar
ülkemin yakılmış köyleri yol bulur / elektrik bulur / su bulur
bir ceren su içmeye iner korkusuz
kalleşlerin önüne kitaplar dizilir sonsuz
sıcacık bir ekmekle buluşur Garip Dayı?nın elleri
bir bulut bardağına düşer de kim bilir

sen güldüğün zaman / belki de ben sarhoşumdur
komiklik etmişimdir yine bilmeden
ve güzler ki sevdiğim hep baharlara gebedir
çünkü sen güldüğün zaman gözlerin
çok uzak deniz fenerleri gibidir
gerçeğini bulur içimde kayıp kaptanlar
ve ben nedense sen gülmediğin zaman
terk-i diyar bir gemiyimdir
olmadığın akşamlar.

10 KASIM 2001

Hayrettin TURAN

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com