ELELE
Şişedeki bir mektup tu ellerimde ellerin
Ellerin çiçek yangını / ellerin yağmur / ellerin ömrüm
Özgürlük ve barış gibiydi ellerin
Ellerin bir rüyaydı perileri gördüğüm

Günün her saati ne bulursan içerdin
Başka azap gezegenlerine göçerdin
Beynim pervane misali döner dururdu
Her gün her saat bir yerlere uçardın
Henüz yeni kovulmuştun aşk okulundan
Ben melankolik nöbetlerimde seyir defterime kusardım

Güldürürdün her nasılsa her gece beni
Aniden bir kenara çekilir ağlardın sonra
Ben geceye ve kumsala atardım kendimi
Kulaçladıkça hayat öfkem durulurdu
işveli bir kadın gibi kıpır kıpır denizi
Uzak dağ köylerinde köpekler ulurdu
Sırt üstü bırakırdım açık denize bedenimi
Bir sevişme bitişi gibi dalgalar sahile vururdu
Masallar ülkesinde an be an çocuklar vurulurdu
Kıpkızıl bir kürt gelini gibi akardı aşağılara
çocuk kanları çöl kumlarında kururdu

Bu şehir yasak aşklar şehriydi bize
Yetişirdi şarkılar kaçsam da derinlere
Dolarlar, fahişeler ve barlar kentiydi
Zehirli mantar gibiydi kaçtığım her ülke
Ve bir sendin bana yıldızlar kadar yakın olan
Yorgun düşerdim sonra uyurdum kurtulurdum
Seviştiğim kadınlar gibi dalgalar sahile boşalırdı
Sonra Maria?yı düşünürdüm o vakitler
Anglo-sakson bir İngiliz kızıydı
Uçak gemileri, füzeleri ve akıllı bombaları vardı
Anlayamazdı kendisini neden sevemeyeceğimi
Senin tek savunman bir çakaralmaz yüreğindi
Yorgun düşerdim sonra uyurdum dalgaların kucağında
Poyraz her seferinde kumsala atardı sebepsiz leşimi

Elini tuttum bir gece denizden çıkmıştım
Ellerin barış ve özgürlük gibi sıcaktı
Göğüslerin terliydi, dudakların nabızdı
Bacakların ay ışığında çırılçıplak bir ırmaktı
Gecenin içinden gelip beni sahilde bulurdun
Geceydi / dalgalıydı / ve ıslaktı kumsal
Çırılçıplak ve el eleleydik
Bizler kayıp yolların tesadüf yolcularıydık
Ben başkasına aşıktım / sen başkasına
Bir sevgilin vardı elini tutmayan senin
Bir sevgilim vardı tuttukça kaçan benim
Bir kaçıştı sevişmemiz daha çok bir intikam


Daldık sonra karanlığına denizin
Gizlendik dünyanın tüm kötülüğünden
Saklandık ciğerlerimiz patlayana değin
Deniz diplerinde saklı hazineler gibiydi gözlerin
Sonra bir kibrit çöpü dokundu parmaklarına
Sırtüstü uzandın dalgalara
Kim bilir hangi gemiden / hangi denizde ve ne zaman
Ve hangi tayfanın o kibriti denize
Atmış olabileceğini düşündün sana
Rüzgarla ulaşan bir elveda saydın
Sakladın avuç içinde ve öp dedin beni
Ben yarı deliydim zaten / sen kızıl deriliydin / esmerdin bazen
O gece son kez seviştik kapkara bir denizde iki yunus balığı
Ne güzel olurdu dedin şimdi burada ölmek
Gözlerimiz sırtüstü yıldızlardaydı
Artık yıldızları saymak kadar imkansızdı geri dönmek

Ve uzak bir şehirden uzak bir şehre giden
Karanlık yolda hızla ilerleyen bir otobüsün
Kirli penceresinden gördü ve gülümsedi halimize
Aşk uğruna bin kenti terk eden adam
Gördü ve gülümsedi, kimseye duyurmadan
Ben miydim yoksa sen miydin o sanrı
Ellerini karanlıkta bırakan
Kaybetmiş bir aşkın tuzağı

88/03

Hayrettin TURAN

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com