Yaranın ve Yarının
Sessiz bir güne başlayıp, sükunetle uykuya dalsa bulutlar günün sonunda,
Ertesi günlerde pasparlak güneş selamlar yeryüzünün tüm kutuplarını aynı anda,
Hiç durur mu nehirler çağlamaktan, yorulur mu çocuklar koşuşturmalardan...
Belki kar yağar Sarayburnu?ndan izlediğimiz denizlerin üzerine,
Ellerimizin tutuşmadığını gördüğünde bulutlar,
Bulutların ağlayan gözyaşlarından kartopları düşer ayrılıklarımıza,
Masalsı sesler duyumsar oldum bugünlerde,
Bir kız sesi karıştı sesimin perdeleşen yoksunluğuna,
Ağlattım dilimin ucundan ağlayan kelimelerin çıldıran haykırışlarını
Belki upuzak denizlerin ötesinden duyup da kımıldatırsın diye hücrelerini,
Sen ve ben diye hayaller yaşattım siyah beyaz hayatlar yaşayan insanların düşüncelerinde,
Ne şarkılar söylendi kolay olmadığını bunun,
Ne şiirler yazıldı kimbilir bizim okuyamadığımız,
Her neyse,
Bu gece milyonlarca yıldızlar arasından ben seni buldum yine,
Tıpkı dün gece ve dün gecelerde bulduğum gibi,
Hem de ilk bakışta,
Sanki apayrıymışsın da hemen biliveriyormuşum ben seni gibi
Başka tarifi yok bunun,
Başka tabiri olabilir mi bilemem bu sevginin...
Her yıl eskiyen bir güneş damlası gibi yüzüme süzülen,
Bir ışık savaşı karanlığı çağıran,
Yaşlılığı çağrıştıran,
Yalnızlığı yakınlaştıran.
Uyu dedi bana bana doğru koşuşturan bir çocuk,
Bulutlar sükunete vardı kaçan gecenin sonunda
Güneş daha başka bir parladı artık yarın,
Dün sessizce göz kırpacak yarın,
Bugün artık ben hapsolup düne,
Yarına kadar yaşayacağım geçmiş günlerin kanayan yarasını...
Sarılmasını bekleyeceğim yaranın,yarının demek istedim yani...
Mustafa Özgür Özdemir
Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com