O TOPRAK

beni tanır...
o toprakta, anılar saklıdır...
rüyalarıma girer, otu taşı ayrı ayrı...
Yıkıkkentden kuzeye doğru,
Emirdağ?dan salındın mı, geç kokulu deresini....
Çınarlık gelir...
Sonra kız pınarı..için açılır...
dibine boyunca uzanmışımdır.
koca çınar ağacı vardı...dibi beni tanır...

Göbekçi çeşmesi,suyunu içmedim mi uzanarak,
Türbe bayırından geçen kuşun,
Suyunda serinlediğim , açma deresi..
yüzen balığının acısı vardır,
Kestane bayırında kış gecesi
Gübrelenen çulluk, beni tanır....

Ah ne tatlı, bostanlarda ellerimle oyduğum,
Har tarlasında, sulu özlü karpuz...
Biz büyüdük, rahmetler olsun...
Bal akar,berber amcanın, kirazından,
ismail amcanın şeftalisinden mahrumuz..
Sakara başında pişirdiğim mısır....
Çeyrekli bayırından, gel de şimdi sıyrıl...

İnek otlattım düzünde bayırında...
korucu iken Tıyka kamçıladı..
Türbe altı çayırında....
derede yüzerken yakalandık..
İpsiz Recep rahat bırakmadı..

Azman bayırında, sığırlarımı saldığım
Yollara düşüp izmarit aradığım,
Geçen arabalara "gazete" diye bağırdığım
O toprak beni tanır..

Dostan yana gönlüm dertli,
Büyüdükçe insan..içindeki çocuğu kirletiyor belki...
Meğer yalanmış,.hep dost olmazmış,
yüzüne gülen..
yıllar var ki ,yok arayan gelen...
Menfaate esir,duygular arkadaşlıktan yana..
Acaba özlem yok mu haykıracak,
yoksulda olsa sevgi vardı, sımsıcak....
mahallenin fırını yandı mı ,beklerdik,
peynirli pidesini Hüsniye yengenin
Arap kapmazsa elimizden..afiyetle yerdik...
su ,çeşme kurnasından kana kana
Kış geldi mi, naylon torbadan kayak...
çocukluğumu geri verin bana"
Ya plastik kayrıkomla yada yalın ayak..
.
Sanki ağlamadık inek peşinde,
Koca dişli ayçicekleri seçip ,
İndirmedik mi...ceplerimize...
Karadere spor hevesiyle atışmadık mı,
yerinde çamlık şimdi ....Bağ içinde..
Kiraz.tepesinde gecenin ta ikisinde,
Gazeller çekmedik mi...
Sen aramazsan bizi kim tanır....
Ayrılık fena, yaşanmış yıllar özlediğim,
Kana kana suyunu içip, bıçağımı bilediğim,
Kızpınarının taşları olsa beni tanır....

Gavurlar köprüsünden öte, kekik otları kokar,
Tetikler bayından aşağı ne anılar yatar...
Kavuşur..Gülap düzünde, bezirane-göbekçi deresi,
Kışın yol vermez, kursağında kalır avcının hevesi...
Gavgalanmalık düzlüğüne yayılan,kızkuşları beni tanır...
Suluktan tepeye bakınca içim burkulur,
işte gerçek olan ölüm, gün var hesap sorulur...
Mezar taşları acı bakar. Hasretimi gömdüğüm,
Kanayan yarama hançer sokulur...
o toprağa düştüm bulandım....
Çamurdan arabacıklar yaptım,
O toprak yoğurdu, oldu aşım,
Ve bekle o toprakta çürüyecek
o toprak son durak, unutsan da arkadaşım.......23.04.1984 / Recep KARADERELİ

Recep Karadereli

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com