Bu Sandalın Adı Yok

Güneş yağdı denize,gördüm.
Islak kanatlarını kuruttu martıların
Ve kırlangıç sürüleri yolunu şaşırdı
Onun yüzünden.
Karabataklar suya sokamadı başlarını.
Gün,güneşe sevdalılar,
Yaprak yaprak dağıldılar,
Bir vapurun güvertesinde
Ve yalnız fenerler bekledi geceyi
Bir başına bensiz...
Kuytularında boğazın,
İzleri kalmış aşkların,
Şarkılarını söylediler,
Hep bir ağızdan ,ama sessiz.
Haykırdılar sevda türkülerini,
Ümitsiz...
Akıntıya kapılmış giden,
Minicik bir sandalın küreğiydi aşkım.
Sağa döndürsem sola,
Sola döndürsem,
Dibi boylayacak cinsten.

Üç adam var karşımda
Ve üç martı başlarının üstünde
Ve bir vapurun güvertesinde
Gülümseyen aşıklar...
Kar fırtınası uyarısına inat
Parlak güneş.
Güneşe inat giyinik insanlar.
Sımsıkı giyinmiş insanlara inat
Ayağı çıplak,mendil satan çocuk.
Çocuğa inat
Nezle olmamış hiç kimse.
Nezle olmayanlara inat
Akıyorum sucuk sümük....
Gözyaşlarım karışıyor sümüklerime
Ve ben silmeden onları,
Üç adama bakıyorum
Bir de denize.
Bir yaşamı,bir ölümü düşünüyorum,
Sümüklerime inat.

Gözyaşlarımı yutuyorum bu defa,
Karıştırmıyorum onları son defa,
Güveçte pişen türlüye inat.

11.Şubat.2004 İstanbul

Sezer Nişancı

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com