MUHANNET
Nişangâh şu sinem cümle aleme,
Keşke sırtımdan hançer salmasaydı.
Bin kurşun yeseydim viran gönlüme,
Keşke bir dil yarası almasaydı.

Gönül ehline kurbandır bu canım,
Ehl-i kamiller sarsın dört bir yanım,
Kamile malum olsa da her halım,
Muhannet bir tek benim bilmeseydi.

Muhannetin atına binilmezmiş,
Muhannet köprüsünden geçilmezmiş,
Muhannet kapısına gidilmezmiş,
Yokluk belası başa gelmeseydi.

Muhannetin suyu balçık akıyor,
Bir yudum içmeden başa kakıyor,
Bir çiğ yumurtası kırk yıl kokuyor,
Vermezdi felek sebep kılmasaydı.

Keşke Hak için bir verip bin alsan,
Verince neden bu endişen, tasan?
İhlasla ver ki dolsun gönül kasan,
Dolardı muhannetlik olmasaydı.

Yanıkoğlu Mevla?nın işine bak,
Keşke bilsen, cennet cehennem bir hak,
Cehennemi gerçek kılar mıydı Hak?
Kuluna muhannetlik vermeseydi.

Erzurum, 17 Mayıs 2004

Ferat GENÇ

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com