SEVDAYA DAİR
Solgun bir sonbahar günü daha geride kaldı sensizliğe uzanan günlerin başlangıcında
Ben mi şanssız
sen mi gaddar
ben mi bahtsız
sen mi duyarsız
ben mi sevimsiz sen mi sevgisiz anlayamadım
Doğan güne baykuş sesi vurmuş sanki
Kısalığına ne çok şey sığdıracaktık oysa
İlkbahar bile bizi
o ecinni yüzlü
o ayrılık kraliçesi kara kedi
o cehemmen zebanisi sonbahara layık gördü
Hangi yaltakçı dilenciyi üzdük,
hangi Allahın belası kara karga kondu gönül bahçemize
En düşkün isteklerime bile kelepçe vurduğum
o yeni yetme buluşma yerleri hep sen kokuyorsun ..... sensiz
Herşey cam kırığı gibi görünmez ve tehlikeli
Ne çabuk ta süpürmüşler senli yüreğimin dağılan parçalarını
yani bir ip ucu bulamayacak mıyım
kuytuluklarında avunamayacak mıyım
ve çamurlara saplanmış hangi küçük
ayakkabı numaralarına seni sorayım
Hangi musluk parmak
hangi bardak dudak izlerinin ip uçlarını verir
Aynalar beni göstersin istemiyorum
Ne kötü değil mi.....
Şimdi ben yerçekimsiz ortamda
bedenimin dağılan parçalarını
biraraya getirmeye çalışıyorum
ertesinde sensizliğin sıfır noktasında.


Sensiz sofraya balıklar küskün
Aşk tat vermiyor artık
Ağzım,dilim genzim
Zerdali çekirdeği tadında
Tam bulduk derken
Ve sevdaya dair umutlarımız
Yeşertilerde boy vermişken
Onu
Bir devenin iki dudağı arasında
yitirdik

Sevgi ve hasretle öpüyorum


08.09.2003
Kandıra

Şahabettin Işık

Şiirle Büyüyen Bir Dünya | http://www.siir.sevdaligul.com